Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Manavoğlu, “Kıbrıs meselesiyle ilgili olarak geldiğimiz raddede Kıbrıslı Türklerle beraber Türkiye Cumhuriyeti ciddi bir irade ortaya koydu. 2017’de Crans Montana’da masanın çökmesiyle birlikte artık nokta olacak bir çözüm lazımdı. Cenevre’deki gayri resmi görüşmelerde Kıbrıs Türk tarafı ve BM arasında yapılan görüşmede olduğunuz yerden devam edin dendi. Orada biz artık federasyon görüşmek istemiyoruz dendi” ifadelerini kullandı. 

“ARTIK TALEPKÂR OLMAMIZ GEREKEN ZAMANA GELDİK”
Manavoğlu, “Bu zamana kadar her ne kadar çözüm yanlısı liderle çalışma yapılsa da her başarısızlıktan sonra haklarımızı istemedik ve küstük içimize kapandık. Aslında büyük bir fırsat vardı haklarımız ve taleplerimizi alabilmek için. Kıbrıs Türkü büyük fırsatları elinin tersiyle itti. Biz aslında hakkımızı arama konusunda fazla naif davrandık. Türkiye ve KKTC’nin selameti için her zaman çözüm isteyen taraf olmak zorundasın. Bu zamana kadar yaşatılan izolasyonlar senin yaşadığın mağduriyeti ortaya koyuyor ve asıl talepkârın bizim olmamız lazım. Hep iyi çocuğu oynadık ve küsen çocuk olduk. Kıbrıs Türkünün ne kadar da güçlü mücadele tarihi olsa da, bu ülkede yaşama arzusundan vazgeçmemiş olsa da yine de çok yumuşak ve uzlaşıya açık yapıda oldu. Artık talepkâr olmamız gereken zamana geldik” şeklinde konuştu. 

“GUTERRES’İN SÖYLEMLERİ SÜRECİ DONDURDU”
Manavoğlu, Cenevre görüşmelerine dikkat çekerek, “Cenevre’deki son görüşmelerde Guterres’e dedik ki Kıbrıs Türk halkına nasıl bir açılım ve hak vereceksiniz dendi. Hiçbir söz veremem hiçbir şey yapamam hiçbir şey söyleyemem dedi. Ertesi gün 5’li görüşme gerçekleşti ve egemenliğimizi tanımadığınız takdirde görüşmeyiz kâğıdı kondu ve orada süreç dondu” dedi.

MANAVOĞLU, CENEVRE GELİŞMELERİNDEN SONRA YAŞANAN GELİŞMELERİ HATIRLATTI 
Konuşmasının devamında Manavoğlu, “Ara süreçte Türkiye Cumhuriyeti haklı olarak Cenevre’de yaşananlarla birlikte politika değişikliği kaçınılmazdır dedi ve ters bir politika zorlanmaya başlandı. Bu süreçte aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin o günlerde başladığı KKTC’yi tanıtma çalışmaları başladı. BM toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyaya 2 kez çağrı yaptı. 2022’de Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak KKTC kabul edildi Türkiye’nin baskısıyla. Bunların hepsinin tek tek incelenip görülmesi gerekiyor” dedi. 

Hava gök gürültülü sağanak şeklinde devam edecek Hava gök gürültülü sağanak şeklinde devam edecek

“ŞUAN İLİŞKİLER OLMASI GEREKEN NOKTAYA GELDİ”
Şuan yaşanan süreci değerlendiren Manavoğlu, “Şuan ilişkiler olması gereken noktaya geldi. Ancak ortada Ersin beyin biz davamızdan vazgeçmedik açıklamaları var ve aynı politikayı sürdürüyoruz diyor. Kişisel temsilci atanmasını sen kabul ettin. Kişisel temsilci gelip ortak zemin olup olmadığı konusunda arayış içinde olacak. Eğer Cenevre’de masaya koyduğumuz kâğıttaki ilk madde olan KKTC’nin egemenliğini tanıyın maddesi duruyorsa biz uzlaşı olması imkânsızdır. Ya biz o kağıttaki birinci maddeyi geri çektik ya da Rum kesimi federasyon görüşmekten vazgeçti” ifadelerini kullandı.

“ERSİN BEY GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın son dönemlerdeki söylemlerine dikkat çeken Manavoğlu, “Bizim KKTC egemen eşit der, yalnız Türkiye Cumhuriyeti eşit egemen şeklinde söyleminden değişiklik yapmaz. Bu ikisi farklı şeyler. Ersin Tatar birkaç hafta önce yapığı açıklamalarda adanın tamamının üzerindeki haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz diyor. Sonra dönüp evet KKTC’nin adını değişmemiz lazım çünkü adanın tamamını kuzey diye ayırmamamız lazım diyor. Sonra dönüp Annan planına gidiyor. Ersin beyin kendi politikasında o kadar keskin söylemleri var ki KKTC’nin ve Türkiye’nin selameti için geri adım atmak zorundadır” dedi.