Kılıç, yükseköğrenim konusundaki beklentilerinin öğrenci kabul sisteminin, yatay geçişlerin ve devamlılık kurallarının daha denetlenebilir olması yönünde olduğunu vurgulayarak, mesleki formasyona yönelik eğitimin, ülkenin meslek alanı ihtiyacına göre belirleneceği bir sistemine geçilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Ülkede üniversitelerin yükseköğrenim ve bilim kurumu niteliğinden saparak ticari bir müesseseye dönüşmesinin sadece söz konusu üniversiteleri değil, üniversitelerle ilgili devlet politikasıyla da ilgili bir durum olduğunu ifade eden Kılıç, orta eğitimden başlayarak eğitim politikalarının gözden geçirilmesi, yönetsel statü kavramının liyakate göre belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Üniversitelerin kişi sayısı üzerinden kurumsal bir erk tayin etmesinin, üniversite kavramına aykırı bir durum arz ettiği görüşünü de dile getiren Kılıç, diploma tahsis etme üzerine kurgulanmış bir sistemin kendi içinde etik duyarlığın zayıflamasına neden olacağına işaret etti.
DAÜ Rektörü Prof. Dr. Kılıç, yükseköğrenim sektöründe son günlerde gündemde gelen “sahte diploma” konusu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Son günlerde kamuoyunu meşgul eden ve üniversite kurumunun itibarını zayıflatan “sahte diploma” skandalına yönelik Doğu Akdeniz Üniversitesi olarak kendilerinin de söz söyleme hakkının doğduğunu düşündüğünü ifade eden Kılıç, özellikle yüksek lisans verme konusunda bazı üniversitelerin “bunu çok uzun zamandır yaptığını” ve bunun da defalarca dile getirildiğini duyduklarını söyledi.
"Daha sıkı denetim mekanizmalarının devreye girmesi artık şart olmuştur
Ancak, son olayda olduğu gibi sahte unvan üzerinden kazanç sağlama durumu ortaya çıkınca, suç üzerine suç işlendiği için meselenin hukuk ve adalet kapsamına alındığını belirten Kılıç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu olay bize bunu göstermiştir ki, daha sıkı denetim mekanizmalarının devreye girmesi artık şart olmuştur. Ülkemizde üniversitelerin yükseköğrenim ve bilim kurumu niteliğinden saparak ticari bir müesseseye dönüşmesi sadece söz konusu üniversiteleri değil, üniversitelerle ilgili devlet politikasıyla da ilgili bir durumdur. Doğu Akdeniz Üniversitesi ve köklü bir üniversite olarak böyle bir değer yitiminin zararlarını doğrudan yaşadığımızı da belirtmek isterim. Yükseköğrenim sürecini kolaylaştırma ve yüksek lisans verme konusundaki kural tanımazlık, niteliksel duyarlık yerine niceliksel kazanımların ön planda tutulduğu bir anlayışın göstergesidir.”
Bu haksız rekabet ortamı içerisinde, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin seviye düşerek rekabet sınırları içinde durma çabalarının söz konusu olamayacağına işaret eden Kılıç, ancak bunun da zararını öğrenci düşüşlerinde gördüklerini bildirdi.
Kılıç açıklamasına şöyle devam etti:
“'Sahte' kavramının dolaşıma girdiği yerde hakikatin ne olduğunu açıkça ifade etmek gerekir. Bilgi ve deneyim sahtelenemez, ancak etiketler sahtelenebilir. Liyakatin gerekliliği kaçınılmaz olarak bir kez daha karşımızda durmaktadır.
Doğruluğu ve adaleti her şeyin üzerinde tutmak, erdemli olmak, iyi ahlaklı insan olmak zor mudur ki, bizler yıllardır emek verip büyüttüğümüz yüksek öğrenim sektöründe bu tür olayları yaşıyoruz/yaşamaktayız!
İyi ve doğru eğitim, sorumluluklarını bilen yurttaşlık ve doğruyu gözeten erdemli kişilik anlayışı değer yitimine uğradığı zaman yozlaşmanın ve ahlaki çöküşün eşiğindeyiz demektir; biz meseleye böyle bakıyoruz.”