Dünyada bir kural vardır. Ne yaparsan yap en iyisini yap. En büyüğünü yap.
Bu kural ülkemiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetin’de işlemiyor.Kıbrıs Mutfağı, zengin,güzel ve lezzetli uluslararası markaların bile iştahını kabartır,iştahını açar. Kültür denince Kıbrıs’tan daha zengin bir coğrafya tanımıyorum.
Ülkemiz doğal, kültürel, sosyal ve tarihsel çekicilikler gibi birincil çekicilikler bakımından büyük bir potansiyele sahiptir ve turistlerin güneş, deniz ve kaçma gibi belirleyici tatil güdülerine cevap verecek tüm öğeleri bünyesinde toplamıştır. Böyle şanslı bir ülke olduğumuz halde ülkemize arzu edilen sayıda turist gelmediği de bir gerçektir. Bunun çeşitli nedenler olmakla birlikte temel nedenlerin başında yabancıların ülkemiz hakkında edinmiş oldukları olumsuz imaj gelmektedir. Ne tesadüftür ki ülkemizin olumsuz bir imaja sahip olduğunu ancak turizmin önemini göstermesiyle öğrenmiş ve anlamış bulunmaktayız.
Bütün dünyada gastronomi turizmi gelişiyor.
Avrupa ülkeleri ve Güney Kıbrıs’a iyi bakın festival işini çok iyi beceriyorlar,herşeyi becerdikleri gibi. Müzik Festivali, Şiir Festivali,Kültür Festivali,Gastronomi Festivali derken her kesimi memnun ediyorlar.
Ama ülkemizin tanıtılması, anlatılması konusunda başarılı olduğumuzu söyleyemem.
Bu coğrafyanın da anlatacağı, tattıracağı çok şeyi olduğunu düşünüyorum.
Başarılı örnekler var.Yenilerini eklemeli ve arkasına ilgi çeken bir hikaye yazmalıyız.
Kuzey kıbrıs’ın lezzet haritasını çıkarmalıyız.
Dipkarpaz’dan sevgilerimle