Bu küçük ada böylesi felaketi ne çoğrafi olarak, ne halk olarak ne de yapısal olarak kaldıramaz.
Bu yol yapılmamaya, ışıklandırma yapılmamaya, elektiriği sağlayamamaya, zamları durduramamaya hiç benzemiyor . Denetimsizlik sonucu oluşacak durumun faturası, bedeli çok ağır olur.
Aslında kime soracağız bu soruları ve kim yanıtlayacak açıkçası bilmiyoruz fakat bu ülkenin içerisinde yaşayan, turist konumun'da olan, öğrenci olarak yaşamını sürdüren hatta ve hatta sokakta dolaşan her türlü canlıdan kim sorumlu ise onlara soruyoruz.
*Affet ve acil yönetimi başkanlığınız var mı?..
*Ne kadar güvendeyiz?
*Satın aldığımız milyonluk evler ne kadar güvenilir?
*Olağanüstü bir durumda evde bir köşeye sıkışıp mı kalacağız, yoksa binayı terk etmek için balkondan mı atlayacağız?..
*Her gün dikilen inşaatların denetimi var mı?...
*Proje onayı bilir kişlier tarafından denetlenerek mi onaylanıyor?...
*Acil toplanma yerleri yapılıp halk bilğilendirildi mı?... Yoksa bak başının çaresine mi?..
*Bizde olmaz diyerek ertelediğiniz halı altı yaptığınız ve yapılmayan güvenlik denetimleri kaçımızın canına mal olacak?...
*Yangın, sel , her türlü doğal afet karşısında KKTC'deki yapılar ne kadar güvenli?
*Çocuklarımızın yurt dışı seyhatlerinin takibini ve güvenliğini sadece evebeyinlere yıkmak devlet olarak ne kadar doğru?...
*Okullarımız ne kadar güvenilir ve sağlam?...
*Hastanelerimiz ne kadar ayakta durabilir böylesi bir durum karşısında?...
*Masanıza gelen her projeyi neye göre onaylıyorsunuz?
*Böylesi bir tehlike karşısında, alınan önem paketleriniz nerede ve nelerdir?...
*İlk ve orta dereceli okulların 20 şubat'a kadar ertelenmesi ne demek? 5 gün içinde güvenli olmayan okulların tespitini mi yapacaksınız?... AMAÇ NE?...
TAMAM BİLİYORUZ...
Bunların ve daha bir çok sorunun cevapları yok. Çünkü icraat yok. Çünkü nasıl olsa bizde olmaz böyle bir şey rahatlığı var. Çünkü burada binalar dikerek daha çok para kazanma planlarımız var. Varvoğlu da var.
Anayasa'nın 124. maddesine ne kadar riayet edeceksiniz? Bunca insan ve çocuğu nasıl koruyabileceksiniz? Şimdi diyeceksin ki sen yer bilimcimisin, yoksa vahi mi indi sana ki burada da böylesi bir felaket olacak diye alğı yaratıyorsun. Vahi inmez ama denetimsiz binalar öyle bir iner ki...
Yok arkadaş, bilinen şu ki her şey olup bittikten sonra müdahale etmeye çalışan bir ülkede yaşıyor olmamız. Bildiğim tek şey, böylesi acı bir tecrübe sonrasında da KKTC için bir önlem alınmasın'da geç kalma olasılığının yüksek olması. Umduğumuz tek şey çok daha farklı şeylerin halkın huzur, güven ve refahın'dan önce artık gelmemesi. Karamsar veya nankörlük değil bu. Bu gerçeklerin var olduğunu biliyoruz ve endişelerin acı örnekler ile şu sıra çok fazla olduğudur. Bu da yetiyor zaten.
Bir asgari ücrettin yarısından fazla kiralanan evler, binalar, okullar , yurtlar insanın yaşadığı her alan. İş yerleri, yollar, restaurantlar kısacası canlı olan her yer ne kadar GÜVENİLİR?
Ben bilmiyorum ve benim gibi bir çok insan da bilmiyor. Devlet hastanesi ne kadar güvenli? Böylesi bir durum karşısında yaşlı hastaları, yeni doğanları, ameliyatlı hastaları, ameliyatta olanları, sinir ve ruh tedavisi görenleri nereye, nasıl ve ne şeklide tahliye edilebilecektir..
İnsanlarımıza, çocuklarımıza, yaşlılarımıza nasıl müdahale ve ne ile bunu yapacağımızı biliyor muyuz? ... Bunun için elzem stok var mı?... Kaç kez daha başımıza gelmeli ki önlem alalım?... Çocuklarımızı okula gönderiyoruz, veliler işe gidiyor. Kim kime nasıl ne şeklide ulaşabilir?.. Burada olmaz, bunca zamandır olmadı olmaz diyerek , sadece aynı hataya düşmemek için ne kadar zaman gerekecektir ülkemizi, halkımızı ve çocuklarımızı güvene almak?...
Her önüne gelene bu sınıf arkadaşımın, bu amca oğlu, bu üniversite arkadaşım diyerek inşaat izini verilerek. Denetmsizlikle, araştırmadan, yerinde görmeden yapılan yapılar ile bu ülkenin hiç şansı olmaz. Yolun yok gidilsin , tepen yok çıkılsın , yerin yok sığınılsın. Toplama alanın neresi hala belli değil..
Bu ülke yangını gördü yandık bittik. Bu ülke seli gördü boğulduk çıktık. Ama bu ülke asla böyle bir sallanmayı, böylesi bir enkazı , böylesi bir hadiseyi, böylesi bir kayıbı asla kaldıramaz. Bir parmağı ısırıp dokuzu birden acımadan, halkını
insanlarımızı geleceğimiz olan çocuklarımızı koruyup kollamak için
HEMEN!!!
ÇABUKCA!!!
İVEDİLİKLE!!!
ŞİMDİ!!!
Tüm olması gereken önlemler alınmalı. Her bina denetlenmeli. Sağlıksız binalar, okullar, hastaneler boşaltılmalı ve gereken ne varsa yapılmalıdır.
Evet ÖLÜMÜN mevsimi, yılı, ayı, günü ve de saati yok.
Fakat..
ÇARPIK, EKSİK, HIRSIZLIKLA, PARA UĞRUNA YAPILAN BİNALAR EVLER İNSANLARI ÖLDÜRÜR...BİLE BİLE ÖLÜME GÖNDERMEYİN KİMSEYİ... BU KADAR ACI BİR DERS VARKEN ORTADA.
TÜRKİYE'M
GÜÇLÜ KAL KOMŞU
BİZ SENİ ÖYLE BİLDİK...
KARAKUŞ