“Sağlığın için bu test şart” dediler, gidip hemen yaptırdım.
Son dönemde kontrol edilemez bir kilo artışı zaten başlı başına bir sıkıntıydı benim için.
Test ile önce vücudu problemli kılan besinler test edilecekti. Hangi besinler benim için doğru veya zararlı, ona bakıldı.
Sonuç mu!
İnanın listeyi elime aldığımda dudağım uçukladı…
Tüm tahıllar (Mısır, durum buğdayı, gluten, yulaf, pirinç, çavdar, buğday), bazı bakliyatlar (Mercimek, kuru fasulye, soya fasulyesi), bazı sebzeler (Havuç, patates), meyvelerden portakal ve kivi ile yumurta, tüm süt ürünleri, bira ve içinde maya olan her şeyin tüketimi yasaklandı…
Bu benim için çok vahim bir tabloydu. Tam 10 günden bu yana tüm ciddiyetimle diyet programına uyuyorum. Alışkanlıklarımın tümünün altında dinamit patlatan “kara liste” ise artık ezberimde…
Sabah kahvaltısı dendiğinde ilk akla gelen hemen hemen herşey yasak. Ekmek, yumurta, hellim, sütlü kahve, bir pilavuna, ya da zeytinli… Süt yerine soya sütü kullansam! Soya da yasak. Glutensiz ekmek alsam! O da yasak, çünkü o ürünlerin içinde de patates nişastası var… Bir bardak portakal suyu bari! Hayır o da yok… Makarna yok, bulgur pilavı yok, bisküvi yok, çikolata yok… Buzdolabının kapısını bile artık aralamıyorum.
Ancak 10 günden bu yana 3 kilo verdim. Var olan sıkıntılarım, ağrılarım, yorgunluklarım geçti… İçimi saran yaban otları sanki bir anda temizlendi, boşaldı… Mevcut “yenilebilir” olan gıdalarla hergün daha barışık kombinasyonlar yaratarak yemek olayından da yeniden keyif alır olmaya başladım.
***
Herşey beyinde başlayıp, beyinde bitiyor. Yemezsem “ölürüm, biterim, hayat zehir olur” dediğimiz şeylerin verdiği zararlar tanımladığında, bir an olsun aklınızdan çıkaramıyor, hayatınızdan uzak tutmayı da başarabiliyorsunuz…
Tolerans sınırı böyle bir şey… Sizi hemen öldürmez, keyif verebilir ancak uzun vadede çıkmaz bir yol ile sizi burun buruna getirebilir.
Ülkede buna benzer bir ortak listeyi çıkarmanın tam zamanı bence. Hatta geç bile kalınmak üzere. Çıkmaz yoldan bir an önce dönebilmek için acil ortak bir “kara listeye” hepimizin ihtiyacı var…
Gerekirse hellimsiz de, beyaz peynirsiz de yaşamayı öğrenmek zorundayız...
- - - - - - -