Fileleftheros gazetesinin haberine göre dün, Hükümetin ilk yılında Dışişleri Bakanlığında yapılan işlerin sunumunun yapıldığı etkinlikte konuşan Kombos, BM Genel Sekreteri’nin kişisel danışmanı Maria Angela Holguin’in adaya yapacağı ziyaretten beklentilerini anlattı ve Kıbrıs sorunuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Habere göre Kombos, Holguin’in adaya, BM Güvenlik Konseyinin belirlediği çerçevede nasıl ilerleyebileceklerini duymak için geleceğini kaydederken, özlü müzakerelere devam etme iradelerine bağlı olduklarını; ancak Türk tarafından hala daha hiç de yapıcı olmayan sözler duyduklarını öne sürdü.

Kombos, her şeye rağmen, uluslararası meşruiyetin koyduğu ve talep ettiği çerçevede, ellerindeki tüm imkanları kullanacaklarını söyledi.

Habere göre Kombos, Rum tarafının Kıbrıs sorununu egemen eşitlik veya eşit koşullarda çözecek bir prosedüre girmesini isteyen herhangi bir Rum bulunduğunu düşünmediğini kaydetti.

Kombos, böyle bir çözüm zemini için yapılacak müzakerelerin sonucunun daha başlamadan belli olduğunu ve gerek ülke, gerekse tüm Kıbrıslılar açısından yıkıcı sonuçlar doğuracağını belirtti.

Kıbrıs Türk tarafının, liderlerin sosyal içerikli görüşmesi için bile önkoşullar koyduğunu öne süren Kombos, kendilerinin saklayacak bir şeyi olmadığını ve özlü müzakerelere gidecek yol için yöntem bulmaya çalıştıklarını ifade etti.

Kombos, esas arzularının siyasi eşitlik çerçevesindeki iki toplumlu ve iki bölgeli federasyon çözümü olduğunun altını çizerek, orta yol mantığının çıkmazın aşılması mantığı olamayacağını vurguladı.

Gazete, Holguin’in adaya mayıs ayında geleceğini ve gelmeden önce, bazı Avrupa başkentlerinde (Berlin ve Brüksel) temaslarda bulunacağını yazdı.

Öte yandan Haravgi gazetesi ise, Kombos’un yaptığı açıklamalarda, dış politikadaki ikinci hedef olarak Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için faydalı olacak koşullar yaratılmasının belirlendiğini ve böylelikle, BM Genel Sekreteri’nin kişisel danışman atadığını söylediğini; ancak bu koşulların nasıl yaratıldığından bahsetmeyerek, Kıbrıslı Türkler arasında tepkilere neden olan 14 maddelik tedbirlere atıfta bulunduğunu kaydetti.

Gazeteye göre Kombos, Rum Hükümeti’nin Kıbrıs Türk tarafının yaratmaya çalıştığı suni takvimden dolayı endişeli olduğunu ifade ederek, Holguin’in misyonunun bugün bile sona ermesini ve olumlu bir sonuca ulaşabilmiş olmayı arzuladıklarını belirtti.

Kombos, KKTC’deki Rum mallarının yabancılara satılmasıyla ilgili Dışişleri Bakanlığı tarafından mücadele planı hazırlandığını ve yetkili makamlarla iş birliği içerisinde uygulamaya konulduğunu kaydederek, planın yol gösterici kriterlere sahip farklı aşamaları bulunduğunu söyledi.

Habere göre Kombos, Pile’yle ilgili mutabakat konusunda ise, "ne yazık ki bu mutabakatın, Türk tarafının reddi nedeniyle hayata geçirilemediğini ve bu durumun kendilerini endişelendirdiğini" kaydetti.

Stefanu: “Kıbrıs için adaleti kendimiz talep etmezsek, kimse bizim için talep etmeyecek”

Gazete, bir diğer haberinde ise AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’nun, “Kıbrıs için adaleti kendileri talep etmezse, kimsenin onlar için talep etmeyeceğini” söylediğini yazdı.

Habere göre Stefanu, eskiden meselenin faşizme boyun eğmemek, bugünse “işgale ve statükoya boyun eğmemek” olduğunu kaydederek, elleri havada, kaderin ne getireceğini beklememeleri gerektiğini belirtti.

Stefanu, durumun oldukça kritik olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin mevcut durumdan yararlandığını ve “adadaki bölünmeyi güçlendirdiğini” öne sürdü.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Ulusal Konseyi toplayarak bilgilendirme yapmamasını da eleştiren Stefanu, AKEL’in Kıbrıs sorunuyla ilgili bütünlüklü bir öneri hazırladığını da bir kez daha dile getirdi ve Hristodulidis’in kendileriyle bu öneriyi tartışma zahmetine girişmediğini ifade etti.