Pazar günkü ‘hocalı eylemini’ televizyonlardan takip etmeye çalıştım. Zannettim ki katliama karşı insanı reflekslerin sonucu bir eylem olacak ki çok doğal buluyordum. Benim TV’lerden izlediğim eylem ve daha sonra gazetelerden takip ettiğin bu tepki tamamıyla insanın kanını donduran cinstendi.
Bizzat devletin bir bakanla temsil ettiği bu eylemde gördüklerim, insan olma onurunun nasıl ayaklar altında çiğnendiği fikri yüzüme bir tokat gibi şakladı.
Evet hocalı katliamı insanlık tarihi için bir utançtır. Nasıl ki Hrant Dink’e yapıldığında hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz’i tüm insani değerlerimle sahiplenip söylediysem aynı şekilde bu katliamdada aynı sözcükleri tüm insani degerlerimle sahiplendim.
Çünkü insan olmanın gereğidir bu. Acıları ortaklaştırıp buna karşı tepki geliştirmek ve en önemlisi bu ve benzeri katliamların bir daha yaşanmaması için bir tepki oluşturulur ama halkları değerlendirirken ve iletişim için adımlar atılacaksa o halkın içindeki faşist guruhlar üzerinden degerlendirme yapmak acıları ve düşmanlıkları ‘kan davasına’ dönüştürmekten başka bir anlam ifade etmez.
Kaldı ki bu eylemde ırkçı ucuzluklardan nasibini alanlar Ermeni halkının en insani en değerli ve Hrant’ın kendi tabiriyle ‘güvercinleridir’. Bunlara saldırmak, öfke kusmak ‘insanlığa’ saldırmayla eş değerdir. Bir de şöyle düşünün; dünya halkları ve başta Ermeniler, Türk halkını değerlendireceği zaman kendilerine hareket noktası olarak Hrant’ın katillerini seçse Türk toplumuyla ilgili ne kadar doğru sonuca varırlar ve en can alıcı soru şu: bu noktadan çıkan fikir, halklar arası iletişime ve insanlığa ne değer katabilir? Bir canlıyı düşünün; kuş, kedi yada köpek diyelim doğası gereği sadece kendi yavrusuna ağlar ama oda kısa sürelidir çünkü düşünce denen yüce erdemden yoksundur bu canlılar ve bir süre sonra açlık yada susuzluk güdüsü ağır bastığında içgüdüsel olarak kaybettiği yavrusuna sırtını dönüp gitmeye programlanmıştır.
Bizim bu canlılardan farklı olarak düşünde denen yüce değere sahip olmamızdır. Biz yani halklar sadece kendi yavrularımıza ağlamaya mahkum edilirsek ve diger halkların acılarını paylaşamazsak bizim o canlılardan ne farkımız kalır ve burada kim kazanır? En başta biz kaybederiz hem de tüm düşünde ve insanlığımızı.
Böyle bir yerkürede çıkacak insan profilene, insan bile desek, en iyimser yaklaşımla ‘nazi ve daha aşağılı birer varlık oluruz. Bu bağlamda hocalı eylemi tamamıyla kin, düşmanlık ve ırkçılık denen aşağılık bir renge büründü. Bu eylem yapılmasını demiyorum ama doğru şekilde yapılmalıydı ve halkları en önemlisi kendi ülkemizde yaşayan azınlıklara karşı saygılı olunmalıydı. Bu yapılmadığı gibi hocalı katliamında katledilen masum insanların bedenleri üzerinden kin kusuldu. Bu kin kusanların unuttu şey ise: bu masumların canlarına kastedenlerin aynı aşağılık duygudan yola çıktıkları yada bile bile yapmalarıydı.
Benim, devlet ve yargıdan beklediğim- ki ne yazık ki hayal kırıklığına uğradım- bu ırkçılığa karşı durmaları ve hemen yargı önünde hesap sorulmasıydı. Devlette aynı suça ortak oldu ve sahiplendi. Hran Dink cinayetinden sonra toplumda oluşan tepki kadar insan doğasına uygun birşey daha yoktu ve binlerce insan çıkıp ‘hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz’ diyebildi aynı şekilde hocalı katliamına karşıda aynı kesimden aynı tepki ortak slogan haline gelir ki ben söyleyim; ‘hepimiz hocalıyız hepimiz Türküz’.
Bunun kadar değerli başka bir şey görmüyorum çünkü: Ben kendimi insan soyundan buluyorum ve gurur duyuyorum ve tüm halkların aynı atadan geldiğine inanıyorum. Bu düşünce ışığında yola çıkıp, hepiniz Ermenisiniz hepiniz p.çsiniz’ diyenlere şunu hatırlatmak istiyorum; biz aynı soydan ve aynı atayı kabul ediyoruz. O halde aynı atayı tanımayan ve aynı soyu (insanlık soyu) kabul etmeyen sizler ‘p.ç’ kavramını bir daha düşünün. O zaman bu kavramın kime daha çok yakıştığını siz de farkedersiniz…