Geçtiğimiz cumartesi günü ABD merkezli hava yolu şirketi Alaska Airlines’e ait Boeing 737 Max 9 uçağının kalkıştan kısa süre sonra acil çıkış kapısı ve bir penceresi patlaması tüm dünyayı şoke etti.
Büyük bir şans eseri can kaybı yaşanmayan olayda mürettebat dahil 177 yolcu taşıyan ve sadece 20 dakika havada kalabilen uçak, kalkış yaptığı meydana acil iniş gerçekleştirmişti. AS1282 sefer sayılı uçuşta gerçekleşen olayda kabindeki basınç kaybı nedeniyle oksijen maskeleri devreye girerken, yine basınç kaybı sebebiyle yolculara ait birçok kişisel eşya da uçaktan dışarı çekilmiş ve en az bir yolcunun kıyafetleri de yine basınç kaybı sebebiyle büyük ölçüde zarar görmüştü.
Olayın sebebine dair tartışmalar devam ederken bir açıklama da Türk Hava Yolları'ndan (THY) geldi ve THY, filosundaki 5 adet Boeing 737 MAX 9 tipi uçağını seferden çektiğini duyurdu. Milliyet'ten Oğuzhan Atış, herkesi tedirgin eden olaya ilişkin detayları Uçak Mühendisi ve Havacılık Uzmanı Muhammed Yılmaz'a sordu.
Dehşet dolu anlar uçakta bulunan yolcuların kamerasına da yansıdı. Yerel basına konuşan bir yolcu, uçakta bulunan bir çocuğun uçaktan dışarı çekilmemesi için annesi tarafından koltuğa doğru 'bastırılmak' zorunda kalındığını paylaştı.
Yaşanan gelişmelerin ardından Alaska Havayolları, filosundaki tüm Boeing 737 Max 9 model uçakların uçuşunu askıya aldığını duyurdu. ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) ve ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA) da olayla ilgili soruşturmaların başlatıldığını açıkladı. FAA, halihazırda dünya çapında bulunan 170'den fazla Boeing 737 Max 9 uçağının inceleme ve kontrol amaçlı yere indirilmesi yönünde direktif yayınladı. Acil uçuşa elverişlilik direktifi kapsamında dünya çapında yaklaşık 171 uçağı etkilemesi beklenirken, uçağın üreticisi olan Boeing’den yapılan açıklamada ise güvenliğin şirket için öncelik olduğu vurgulandı ve FAA tarafından başlatılan soruşturmanın desteklendiği ifade edildi. N704AL tescilli uçak, Ekim 2023'te Boeing tarafından Alaska Havayolları'na teslim edilmiş ve 11 Kasım 2023'te hizmete girmişti.
'ANİ BASINÇ KAYBI SONUCU MEYDANA GELDİ'
Yaşanan olayın 13 bin feet irtifada (yaklaşık 4 kilometre yükseklikte) gerçekleştiğini belirten Uçak Mühendisi ve Havacılık Uzmanı Muhammed Yılmaz, uçağın sol arka-orta acil çıkış kapsının koparak uçaktan ayrıldığını söyleyerek, "Yaşananları uçakta yapısal bütünlüğün kaybolması nedeniyle de ani basınç kaybı (dekompresyon) meydana gelmesi olarak özetleyebiliriz" dedi.
Havacılık tarihinde pek çok farklı sebebe bağlı olarak uçağın yapısal bütünlüğünün bozulduğu, motor başta olmak üzere, uçağın çeşitli bölgelerinden parça ayrılması, kopması gibi durumların yaşandığı örnekler olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:
"Kopan kapı veya diğer parçaların uçağın gövdesine veya hareketli kontrol yüzeylerine çarpması nedeniyle düşen uçaklar ya da uçağın kopan kısımlarında oluşan boşluklarından dışarıya emilen insanların olduğu kaza örnekleri de var. Önemli olan bu olayların uçuşun hangi aşamasında meydana geldiği, kopan parçanın uçağa nasıl zarar verdiği ve kokpit ekibi tarafından bu krizin nasıl yönetildiği. Türk sivil havacılık tarihinin en büyük kazası olan ve 3 Mart 1974 tarihinde Paris’te yaşanan kazada da DC-10 uçağının kargo kapısı kalkıştan hemen sonra patlamış ve 346 kişinin hayatını kaybettiği bir faciaya dönüşmüştü."
Yaşanan olayda hava yolu şirketinin kusurlu olduğunu düşünmediğini ifade eden Yılmaz, "Alaska Airlines filosunda 65 adet Boeing 737 Max 9 tipi uçak bulunuyor ve bu uçaklar Ocak 2021’den bu yana operasyonlarda kullanılıyor. Burada suç, uçağın üreticisinden ve üretim sırasında yaşanan bir sorundan kaynaklı gibi görünüyor" dedi.
'ÜRETİM AŞAMASINDA KAMUFLE EDİLEN KAPIYDI'
171 yolcu ve 6 mürettebatın zarar görmeden atlattığı bu olayda, kopan kapının aslında bu uçakta aktif olmayan ve Boeing fabrikasında uçağın üretim aşamasında kamufle edilen bir kapı olduğuna dikkat çeken Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Kabin içinden bakıldığında standart yan duvar panelleri yerleştirildiği için ve o sıradaki koltuklar, uçaktaki diğer koltuklardan farklı olmadığı için, o bölgede acil çıkış kapısı olduğunu içeriden anlamak mümkün değil. Zaten yolcular da bunun farkında değil. Boeing 737 Max 9 uçaklarını, full ekonomi konfigürasyonunda kullanan firmalar, daha fazla yolcu taşıdığı için, herhangi bir acil durumda tahliye ihtiyacını karşılamak için, bu ekstra acil çıkış kapılarını kullanılmak zorunda kalıyor. Ancak Alaska gibi kabine sadece ekonomi sınıfı koltuk koymayan hava yolları, diğer acil çıkış kapıları yolcu sayısına oranla yeterli olduğu için B737-9 Max uçaklarında ihtiyaç duymadıkları bu patlayan kapıyı kamufle ederek gizliyor."
'İMALAT SIRASINDAKİ HATAYI İŞARET EDİYOR'
Bu kapıların dışarıdan da açılamayacak şekilde deaktive edildiğini vurgulayan Yılmaz, "Açılması söz konusu olmayan, tamamen kilitli ve içeriden de kamufle bir kapının, birkaç ay önce fabrikadan çıkmış bir uçakta uçuş sırasında kopması anormal bir durum. Bu da imalat sırasında yaşanan bir hatayı işaret ediyor" diye konuştu. Olayın yeni bir uçakta gerçekleştiğine dikkat çeken Uçak Mühendisi ve Havacılık Uzmanı Muhammed Yılmaz, "737 Max uçaklarının gövdesini üreten Spirit Aerosystems isimli şirket, son dönemde, uçakların gövde üretiminde yaşanan çok sayıda üretim ve kalite hatası nedeniyle Boeing’i zor duruma soktu. Uçakların teslimatlarının aylarca durdurulmasına, FAA tarafından sürekli yeni denetimler yapılmasının gerekmesine neden oldu. Sorun yaşanan bu uçak da Ekim 2023’te hava yoluna teslim edilmiş yepyeni bir uçak. Bu sebeple herhangi bir metal yorgunluğu, bakım eksikliği ya da başka bir sebep olması mümkün değil. Üretim sırasında yaşanmış bazı eksiklikler ve kalite kontrol problemleri nedeniyle kapının koptuğu anlaşılıyor” dedi.
Kopan kapının, uçağın arka-orta bölgesinde yer almasına rağmen uçağa, özellikle kuyruk bölgesindeki uçuş kumandalarına çarpmaması büyük bir şans olarak tanımlayan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:"Yerinden fırlayan kapının, motorlara ve kanattaki uçuş kumandalarına hasar verme ihtimalinin de atlatılması büyük bir şans. Eğer bu dediğimiz senaryolardan biri olsa pilotların uçağı kontrollü bir şekilde indirmesi mümkün olmayabilir ve uçağın kontrolünü kaybedebilirlerdi. Türk sivil havacılık tarihinin en büyük kazası olan ve 3 Mart 1974 tarihinde Paris’te yaşanan kazada da uçağın kopan kargo kapısı hidrolik sistemlerini etkilediği için pilotların uçağa kumanda verme şansı kalmamıştı. Uçağın içinde bulunan yolcular ve kabin ekibi çok korkmuş olsa da bu kazayı ucuz atlatılmış bir kaza olarak nitelendirebiliriz."
"Olayın, uçak sadece 13 bin feet irtifadayken (Yaklaşık 4 kilometre yükseklikte) yaşanması büyük bir şans. Oksijen maskeleri zaten 10 bin feet (yaklaşık 300 metre yükseklikte) kabin irtifasından sonra düşecek şekilde ayarlanıyor. Kapının kopmasından hemen sonra uçak çok az alçalma ile yolcuların oksijen maskesi kullanmadan nefes alabilecekleri irtifaya inebilmiş. Ayrıca kapı koptuktan sonra kabin içi ve dış ortam arasındaki basınç farkının çok yüksek olmaması, kapının ayrılması sırasında uçakta şiddetli bir basınç boşalması yaşanmasını ve uçak içindekilerin kuvvetle dışarıya çekilmesini de engellemiş."