Gazeteci Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...
Başlık aslında her şeyi anlatıyor ama yine de altını doldurmaya çalışalım..
Zaten anlamak isteyen anlıyor, istemeyenlere ise bir şey anlatmak pek mümkün olmuyor!
Fikirle üstünlük kuramayanlar hemen yaftalamaya başlar çünkü; “Şunun adamı, bunun sözcüsü” vs… Ama doğru elbette tektir.. Ve doğruyu konuşmak bence hepimiz için elzemdir.. Ülkenin birinci gündem konusu elektrik kesintileri..
Bu konuda doğru nedir mesela? Doğru; dünya devletleri siyaseten karşı karşıya olmuş olsalar dahi enerji konusunda birbirleriyle enterkonnekte olmalarıdır.. Temiz enerjiye geçiştir, doğru olan!
Ya da yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum seviyede kullanmaktır.. Bunlar dünya için doğru ama iş KKTC’ye gelince yanlış mıdır?
Elbette değildir!.. 10 yılı aşkın bir süredir gündemimizde olan konu, Türkiye’ye enterkonnekte sistem ile bağlanmak ve enerji arz güvenliğini yakalamaktır.. Bu yöntemle yenilenebilir enerji kaynaklarını en üst noktada kullanmak hedefleniyor..
Ve böylece, daha uygun bir fiyat politikasına kavuşulacak, daha da önemlisi kesintisiz ve doğa dostu bir enerji üretimi yapılabilecektir..
İşte gayret bu! Dünya yaparken alkışlayan güruh, bunu KKTC’de yapmaya çalıştığınız zaman bir koro halinde karşınıza çıkıyor ve “YAPAMAZSINIZ!” diye haykırıyorlar!..
Ama direkt olarak buna karşı olduklarını da söyleyemiyorlar ve buna kılıf bulup “AKSA yapmasın, KIB-TEK yapsın” diyorlar… Tamam da buna karşı çıkan mı var? Yapabiliyorsa KIB-TEK yapsın tabi… Kullandığı yakıtın taşıma parasını ödeyemeyen, kırılan jeneratörün tamirini dahi yapamayan, AKSA’dan aldığı enerjinin ücretini Türkiye’ye havale eden KIB-TEK nasıl milyar dolarlık dev bir projeye imza atacak?…
Hayal!.. Ayrıca kimse “KIB-TEK kapanacak” da demiyor… Enterkonnekte olsanız dahi, ülkeyi güneş enerji tarlalarıyla donatsanız dahi, kurulu güce her zaman ihtiyacınız var. Tüm bu akımları koordine edecek KIB-TEK gibi bir organizatör sistemin başında olmalı! İşte bir gerçek daha! Ve bunu herkes biliyor.. O zaman bu grev ısrarı, bu eylem adı altında ‘iş yapmama’ şımarıklığı nedir? Daha da ileriye gidip kasıtlı bir şekilde halkı elektriksiz bırakmak adına yapılan sabotaj da neyin nesidir? Kimi cezalandırıyorsunuz?
O da yetmedi bir de tehdit! “Ülkeyi karanlığa gömeriz!”
Yani diyorlar ki; vatandaşa solumun cihazına bağlıysan ÖL! Esnaf isen BAT! Vatandaş isen ÇILDIR! Beni ilgilendirmez!!! Şimdi başa dönüyoruz ve başlıktaki cümleyi yeniden buraya altını çizerek yazıyorum: Halk desteği olmayan mücadele başarıya ulaşamaz! Vatandaş, yüklü miktarda elektrik ücretini çoluğunun çocuğunun rızkından keserek ödüyorsa, elektriği kullanması da en doğal hakkıdır! Siz çalışanlar çalışmanız karşılığında bir tamam maaşlarınızı alıyorsanız hizmet vermek ZORUNDASINIZ!
Ve daha da önemlisi HALK APTAL DEĞİLDİR!
Grev yasağının hemen sonrasında ülkenin karanlığa gömülmesinin “tesadüf” olmadığını anlayacak kadar ortalama zekaya sahip insanlarız.. O nedenle kimse halkla dalga geçmesin! Ve yine yazının başlarına dönerek artık noktalayalım bu tatsız konuyu.. Bile isteye vatandaşı elektriksiz bırakan sendikal anlayışın halk desteğini arkasına alması mümkün değildir.. Yıllardır halkın kanını emen bu kuruma ve oluşan bu statükodan en yüksek faydayı sağlayan El-Sen üyelerinin bu şımarıklığına herkesin karnı toktur! Halkın talebi nettir: En uygun fiyata, kesintilerin yaşanmayacağı temiz enerji!.. Bunu AKSA mı yapar, KIB-TEK mi, yoksa bir Çin firması mı bizleri ilgilendirmez… Bunu sağlamakla görevli olanlar da halkın temsilcisi olan Hükümetlerdir… Hükümetler KIB-TEK’e atadıkları yöneticiler vasıtasıyla halkın beklentilerini yerine getirmelidir. Sendikaların tehditlerine boyun eğer de halkın beklentilerini karşılayamazlar ise onların da o koltuklarda yeri yoktur!…