Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Genel Kurulunda bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan Piyade Teğmen Eril Alperen Emir'e Allah'tan rahmet dileyerek başladı. Güler, TBMM Genel Kurulu'ndan dün kürsüde rahatsızlanan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e de geçmiş olsun dileklerini iletti.

"Yapıcı tavrın karşılık bulmasını memnuniyetle karşılıyoruz"

"Ülkemizde meydana gelen büyük deprem felaketi sonrası yapılan ziyaret ve görüşmeler sonucunda, komşumuz Yunanistan ile ilişkilerimizde olumlu bir dönem yaşıyoruz." diyen Güler, Yunanistan ile gelişen bu olumlu havanın devamına yönelik gayretleri, üst düzey görüşmeler ve icra ettikleri toplantılarla sürdürdüklerini belirtti. Güler, şöyle konuştu:

"Amacımız; Ege ve Doğu Akdeniz'deki sorunlarımızı uluslararası hukuka, iyi komşuluk ilişkilerine ve müttefiklik ruhuna uygun bir şekilde çözüme kavuşturmaktır. Bununla birlikte barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken milli hak ve menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimizi de her zaman ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın, 7 Aralık'taki Atina ziyaretleri kapsamında muhataplarımızla yaptığımız görüşmelerde, ortaya koyduğumuz yapıcı tavrın karşılık bulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. İki ülke arasında imzalanan Atina Bildirgesi çerçevesinde de iyi komşuluk ilişkileri, diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedefliyoruz."

"Elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz"

Bakan Güler, Kıbrıs konusunda ise artık tek ve kesin çözümün uluslararası kamuoyunda da açıkça dile getirilmeye başlandığı gibi Ada'da iki ayrı devlet, iki ayrı halk olduğu gerçeğiyle hareket etmek olduğunu vurguladı.

Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde bir an önce çözüme kavuşturulmasının öncelikli olduğunu belirten Güler, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, olmazsa olmaz bir husustur. Muhataplarımızı artık; miadı dolmuş, statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakarak konuya tarihi ve mevcut gerçeklere uygun, makul ve mantıklı bir şekilde yaklaşmaya davet ediyoruz. Milli meselemiz olan bu konuda, Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye; garanti ve İttifak Antlaşmaları doğrultusunda Ada'nın huzuru, güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz."

"Saygın ve güçlü bir ordu konumunda"

Cumhuriyet'in 100. yılının tamamlandığı bu dönemde yeni bütçenin kendileri için tarihi bir anlamının olduğunu vurgulayan Güler, "Zira bir asır önce mali imkansızlıklar ve kısıtlı bütçesiyle İstiklal Mücadelesi vererek destanlar yazan kahraman ordumuz, bugün nitelikli personeli, yerli ve milli savunma sanayisi, teknolojik donanımı, asil milletimizin desteği ve devletimizin sahip olduğu imkanlarla artık bölgesinde ve dünyada etkin, caydırıcı, saygın ve güçlü bir ordu konumundadır." diye konuştu.

Güler, Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile geleceğe emin adımlarla ilerlerken, bugünlere ulaşılmasında emeği geçen başta Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, aziz şehitleri, ebediyete irtihal eden kahraman gazileri, tüm komutan ve devlet büyüklerini rahmet, minnet ve şükranla yad etti.

Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede ve dünyada çok yönlü gelişmelerin yaşandığı, artan risk ve tehditler nedeniyle güvenlik ortamının hızlı ve sürekli olarak değiştiği kritik bir süreçten geçildiğini belirten Güler, belirsizlik ve öngörülemezliğin hakim olduğu bu değişken güvenlik ortamı nedeniyle konvansiyonel tehdit, siber saldırılar ve nükleer riskte artış gözlendiğini söyledi. Güler, şöyle devam etti:

"Bölgesel çatışmalar, terörizm, hibrit harekat ve vekalet savaşları yaygınlaşmakta; düzensiz göç ve mülteci sorunu, yabancı karşıtlığı, ayrıca iklim değişikliği, gıda krizi, salgın hastalıklar ise ortamı daha karmaşık bir hale getirmektedir. Bu kaotik ortamda, Milli Savunma Bakanlığımız devletimizin bekası, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasından terörle mücadeleye, mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından, uluslararası barış ve istikrara katkı sunmaya kadar, üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmektedir."

Bakan Güler, terörle mücadelenin daha etkin yapılması, sınır güvenliğinin sağlanması ve kaçakçılığın engellenmesi maksadıyla hudutların, yoğun ve kademeli emniyet sistemi ile korunduğunu, hudut birliklerinin imkan ve kabiliyetlerinin sürekli geliştirildiğini vurguladı.

Dünyadaki emsalleri arasında en iyilerden olan hudut güvenlik sisteminin, birçok ülke tarafından da yerinde görülerek örnek alındığının altını çizen Güler, "Sosyal medya platformlarında hudutlarımıza ait servis edilen bazı görüntüler, hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Kimsenin şüphesi olmasın ki, hudutlarımızı namusu bilen Mehmetçik, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hudutlarımızda büyük bir özveri ve başarıyla görevlerini yerine getirecektir." diye konuştu.

"Tüm unsurları ise meşru hedefimizdir"

Türkiye'yi uzun yıllardır en çok etkileyen sorunlardan biri olan teröre karşı "çok boyutlu ve kapsamlı yaklaşım" ve "Terörü kaynağında yok etme" stratejisiyle mücadele ettiklerini vurgulayan Güler, bu çerçevede yurt içinde ve sınır ötesinde sürdürdükleri terörle mücadelede en başarılı dönemi yaşadıklarını söyledi.

Bakan Güler, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ile Pençe Serisi Harekatlar ve diğer operasyonlar ile bölücü terör örgütünün yurt içinde bitme noktasına getirildiğini, sınır ötesinden Türkiye'ye yönelik saldırıların bertaraf edildiğini, sınırlarda kurulmak istenen terör koridorunun parçalandığını vurguladı. Güler, "Ülkemizin ve milletimizin güvenliği için tüm terör örgütlerine karşı verilen bu mücadelede destansı başarılar kazanan kahraman Mehmetçiğimiz, başarılarına her geçen gün yenilerini eklemektedir. Bu kapsamda bu yılın başından itibaren 2 bin 67 terörist etkisiz hale getirilmiştir." dedi.

Güler, Suriye ve Irak'taki tüm operasyonların Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 51. maddesinden doğan meşru müdafaa hakkı doğrultusunda, komşu ülkelerin egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak gerçekleştirildiğinin de altını çizdi.

Operasyonların planlanması ve icrasında masum sivillerin, dost unsurların, tarihi ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbirin alındığını vurgulayan Güler, "Bu çerçevede, ülkemize ve aziz milletimize tehdit oluşturan PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütünün Suriye ve Irak'taki tüm unsurları ise meşru hedefimizdir." dedi.

"Kalıcı barışın tesis edilmesine yönelik önemli bir fırsat kapısı açılmıştır"

Azerbaycan'ın, yıllarca işgal altındaki öz toprağı olan Karabağ'ı; "Vatan Harekatı"nı icra ederek işgalden kurtarmasına, geçtiğimiz aylarda da bölgedeki egemenliğini tam anlamıyla tesis etmek için "Anti-Terör Operasyonu"nu başarıyla icra etmesine büyük bir memnuniyetle şahit olduklarını vurgulayan Güler, "Artık, Azerbaycan ve Ermenistan arasında, kalıcı barışın tesis edilmesine yönelik önemli bir fırsat kapısı açılmıştır. Ermenistan’ın da bunun bilincinde olarak hareket etmesi; başkalarıyla değil, komşularıyla işbirliğine yönelik bir tutum sergilemesi samimi temennimizdir." diye konuştu.

"Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, beraber çalıştığı ülkelerden çok olumlu geri dönüşler almaktadır"

Türkiye'nin amacının, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış, barış, huzur ve istikrar içerisinde yaşayan "tek ve birleşik Libya'nın oluşumuna katkıda bulunmak" olduğunu vurgulayan Güler, Libya'da barış, huzur ve güven ortamının oluşması için destek vermeye devam edeceklerini belirtti.

Bakan Güler, NATO'nun etkin ve saygın bir üyesi olan Türkiye'nin, ittifaktaki görev ve sorumluklarını eksiksiz yerine getirdiğine işaret etti.

Balkanlar'daki en büyük NATO Misyonu Kosova Gücü (KFOR) Komutanlığını Türkiye'nin devraldığını hatırlatan Güler, bu görevi de başarıyla sürdürdüklerini söyledi.

Hakan Fidan Suriye'ye gidecek Hakan Fidan Suriye'ye gidecek

Yaşar Güler, Hava Kuvvetlerinin, NATO Hava Polisliği görevleri kapsamında 1 Aralık'ta Romanya'da konuşlandığını ve 4 ay süreyle bölgede görev yapacağını ifade ederek, "NATO nezdinde aldığı tüm görevlerde sergilediği profesyonel yaklaşımı, yapıcı tutumu ve muharebe sahasındaki tecrübesi ile Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, beraber çalıştığı ülkelerden çok olumlu geri dönüşler almaktadır." dedi.

Rusya-Ukrayna Savaşını anımsatan Güler, krize çözüm bulabilmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde gayret edildiğini aktardı.

"Türkiye olarak Karadeniz'de gerginliği azaltan ve dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesini dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguluyoruz ve uygulamakta da kararlıyız." diyen Güler, Karadeniz Tahıl Anlaşmasının, yeniden aktif hale gelmesi için girişimleri sürdürmeye devam ettiklerini bildirdi.

FETÖ ile mücadele

Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstün niteliklerinin artırılması için Milli Savunma Üniversitesi'nin eğitim çalışmalarını sürdürdüğüne dikkati çeken Güler, şöyle devam etti:

"Diğer yandan, FETÖ ile mücadelemiz de amansız bir şekilde sürdürülmektedir. Bu kapsamda 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden itibaren FETÖ bağlantısı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden 23 bin 971 şahıs ihraç edilmiştir. Her an bu hain örgütle mücadelemiz, iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek tavizsiz bir şekilde ve kararlılıkla devam edecektir."

Milli Teknoloji Hamlesiyle, ihtiyaç duyulan teknolojilerin, yerli ve milli olarak tasarlandığını anlatan Güler, İMECE uydusunun, fırtına obüslerin, çok namlulu roketatarların, Bayraktar TB2 SİHA'ların, Akıncı TİHA'ların, TCG Anadolu'nun ordunun kullanımına sunulduğunu anlattı.

Bakan Güler, milli muharip uçak KAAN'ın ilk uçuşuna şahitlik edecek olmanın heyecanının yaşadıklarını söyledi.

Milli Savunma Bakanlığının, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin yaralarının sarılması için tüm imkanlarını seferber ettiğini vurgulayan Güler, bölgede hayatın normalleştirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.

"225 tondan fazla sağlık ve insani yardım malzemesi bölgeye ulaştırılmıştır"

Türkiye'nin, İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'ye gönderdiği yardımların Mısır'a ulaştırıldığını anlatan Güler, "Bugüne kadar, Hava Kuvvetlerimize ait 12 uçakla, 225 tondan fazla sağlık ve insani yardım malzemesi bölgeye ulaştırılmıştır. 2 sivil gemi ile de 2 bin 162 ton yardım malzemesi taşınmıştır. Yine çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan Gazzeli kardeşlerimizden askeri uçaklarımızla Türkiye'ye getirilen hasta sayısı 317'ye ulaşmıştır." bilgisini paylaştı.

Yaşar Güler, Gazze'de kadınlara, çocuklara, camilere ve hastanelere yapılanların, vahşet ve savaş suçu olduğunu, sınır tanımayan eylemlerin, insanlık vicdanını sızlattığını, bölge ve dünya barışını zehirlediğini belirtti.

Bedelli askerlik uygulamasından 626 bin 46 kişinin yararlandığını bildiren Güler, "asker alma" süreçleri için oluşturulan "Askerliğim" uygulamasının, 20 Mart'ta e-Devlet üzerinden kullanıma sunulduğunu hatırlattı.

Bakan Güler, şunları kaydetti:

"Ülkemize yönelen tehditleri kaynağında bertaraf etmeyi öngören proaktif savunma ve güvenlik politikamız doğrultusunda, önümüzdeki dönemde de milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı teminat altında tutacak, eş zamanlı olarak bölgesel ve küresel güvenlik ve istikrara artan ölçüde katkılarımızı sürdüreceğiz. 2024 yılı Bütçe teklifimiz ile Bakanlığımıza tahsis edilecek kaynakların da bu amaçlar doğrultusunda, verimlilik ve tasarruf esasları ile en etkin ve en yüksek faydayı sağlayacak şekilde kullanılması hedeflenmiştir. Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve 'Türkiye Yüzyılı' hedeflerimiz doğrultusunda, bekamıza yönelen her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye, ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için gece gündüz demeden çalışmaya, daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz."