Erhürman, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, narenciye sektöründeki krizi, yüksek öğrenimde yaşanan "sahte diploma" meselesini ve ekonomik kriz hakkında açıklamalarda bulundu, "Aylardır, yıllardır dillendirdiğimiz bu meseleleri sessizce seyredenler şimdi yeni stratejilerin peşine düşmüş. Biz hep buradaydık, şimdi de buradayız" dedi.

Erhürman'ın paylaşımı şöyle: 

"Dün Lefke’deydik. Narenciye yerlerde… Üretici de, tüccar da, emekçiler de kara kara düşünüyor. Plansızlığın, beceriksizliğin, basiretsizliğin faturası çok ağır.

Güzelyurt hem narenciyede, hem de yükseköğretimde yaşanan çürümenin zehrini soluyor…

Hafta başı İskele’deydik. İnsanlar yoksulluğu da, oluşan kalabalık içindeki yalnızlığı da, yok oluş ve çocuklarının göç endişesini de artık yarının değil, bugünün meselesi olarak her gün, her dakika, birebir yaşıyor.

Lefkoşa’da, Girne’de, Mağusa’da, can ve mal güvenliği sorunu, ev almayı bırakın ev kiralamanın dahi imkansızlaşması, alım gücünün her gün erimesi, ekonominin Euro’nun 34 TL’ye ulaşmasına karşın güneye kayması, bugüne ve yarına dair endişeler insanlarımızı bunaltmış durumda.

Tam 7 kilogram... En çok yağış o bölgeye düştü! Tam 7 kilogram... En çok yağış o bölgeye düştü!

Hepsi de, aylardır, hatta kimileri yıllardır, “tren üstümüze geliyor” diye bağırdığımız alanlarda şimdi trenle burun buruna gelince nihayet fark edilen ve gündem olan sorunlar! Sansasyona dönüşmeseydi, tren bizi ezmeseydi gündem olacaklar mıydı, onu da bilemiyorum.

Ve aylardır, yıllardır dillendirdiğimiz bu meseleleri sessizce seyredenler şimdi yeni stratejilerin peşine düşmüş. Biz hep buradaydık, şimdi de buradayız. Bu halka, bu ülkeye, bugüne ve geleceğe dair sorumluluk bilincimizle. Bu çürümüş zihniyetten kurtulmadıkça yok olma endişemizden de kurtulamayacağımızın bilgisiyle.

Kıbrıs Türk halkını, çözümle, kendi ayakları üzerinde duran, insan onuruna ve bu halkın var oluş mücadelesine yakışan, üretken bir yapıyla uluslararası toplumla buluşturma iradesiyle.

Bizimle kavgadan medet umanlar kendileriyle kavga edeceğimizi, buradan kendilerine ekmek çıkacağını ümit etmeye devam edebilirler. Bizim, başkasının ürettiği ekmekten tırtıklamak değil, ürettiğimiz ekmeği büyütüp herkesle adil paylaşmak gailemiz var. Bizim kavgamız yok, bu ülke ve bu halk için mücadelemiz var. Ve elbette mücadelemiz isimlerle değil, zihniyetlerle…

Herkesin aklı da, tercihi de kendine. Her akla ve her tercihe saygımız var. Bizim aklımızın ve yüreğimizin seçtiği, bizim tercihimiz, bu halkın kişisel çıkar peşinde koşmayıp toplumsal düşünen tüm kesimlerini, hatta bizimle kavgadan medet umanları dahi kucaklayarak, bu halkı, bu ülkeyi bu çürümüş zihniyetten bir an önce kurtarmak.

Var olan herkesle birlikte varız. Evet, 2024 bu çürümüş zihniyetten kurtulma yılı olacak. Kararlıyız. Vardık varız, var olacağız…"