Erhürman'ın konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:

"Koltuk kavgası" mı yaşandı Meclis'te?

Dilimizde "koltuk kavgası" genelde aynı koltuğa talip olan iki taraf arasında yaşanan mücadeleye denir.

Gardiyanoğlu: Kıbrıs Türk halkının Türk dünyasında sesini duyurabilmesi  çok önemli Gardiyanoğlu: Kıbrıs Türk halkının Türk dünyasında sesini duyurabilmesi çok önemli

Ana muhalefet olarak biz "Meclis Başkanlığı" koltuğuna talip miyiz? Hayır! 15 tur boyunca CTP'den bir milletvekilini aday göstermek gibi bir girişimimiz olmadı. Hala da yok!

Bir "kavga" var mıydı peki? Maalesef bu sözcüğe çok yakın bir durumdu yaşanan. Neden yaşandı?

Dün de açıkladık: CTP olarak, bu olaylar yaşanmadan önce, "bugün Meclis'i Sn. Özdenefe açsın. UBP tarafından verilen, 'bütçe komitesinin çalışmaya başlamasına ilişkin tezkere'yi görüşelim yalnızca. Oylayıp kabul edelim ve komite çalışmaya başlasın. Biz de bu sorunu çözmek için diyalog kuralım" dedik.

Bu önerimize karşı, "Sn. Özdenefe de açmasın o zaman, en yaşlı vekil açsın" diyenler oldu. "Koltuk kavgası" yapmadık. "Öneriniz buysa değerlendirelim" dedik. "Hayır" dediler.

Peki neyin "kavga"sı yaşandı Meclis'te? Aslında herkes biliyor! Seçilmemiş bir kişinin güç kullanılarak Meclis koltuğuna oturtulması kavgası verdi "hükumet". "Hükumet" mensuplarının, herkesin bildiği kendi içlerindeki "koltuk kavgası"nın sonucuydu 15 tur boyunca bir Meclis Başkanı seçememek. Bunu, Meclis'te seçilmemiş bir kişiyi koltuğa oturtma kavgası vererek örtmeye çalıştılar.

Seçilmemiş bir kişinin "Meclis Başkanı" yapılmaya çalışılmasına Meclis'e saygı açısından hassasiyet göstermeyenler, bazı milletvekillerinin "biz açık oy kullandık" ilanlarına Meclis'e saygı açısından "kulak tıkayanlar", seçilmemiş bir kişinin Meclis Başkanlığı koltuğuna oturtulması için kullanılan güce karşı direnilmesine Meclis'e saygı açısından büyük "hassasiyet" gösterdiler.

"Normaldir"! Ülkeyi de, kendi kendilerini de yönetemeyenler kaçınılmaz olarak algıyı yönetmeye, yönettirmeye yönelirler!

Ama "algı operasyonu" da ince bir iştir. Halkın aklıyla göz göre göre dalga geçeceğinizi zannederek yapabileceğiniz bir iş değil. Naçizane tavsiyemdir: Bu halkın aklını bu kadar hafife almaya kalkmayın! Onun yerine siz akıl yoluna dönün. Ülke için de, halk için de, sizin için de çok daha hayırlı olacaktır...