Erhürman, müzakerelerin iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon temelinde devam etmesi gerektiğini vurgularken, mevcut sorunlara çözüm bulunmadıkça, Kıbrıs Türk halkının ekonomik ve toplumsal sıkıntılarla karşı karşıya kalmaya devam edeceğini söyledi.

“Müzakere yapılacaksa, temeli bellidir” 
Erhürman, Kıbrıs sorunu üzerine yaptığı konuşmada, çözümün ancak müzakereler yoluyla sağlanabileceğini belirtti. BM Güvenlik Konseyi kararlarına atıfta bulunarak, çözümün iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon temelinde gerçekleşebileceğini ifade etti. Erhürman, "BM Güvenlik Konseyi kararlarını beğenmeyebilirsiniz, ancak BM Genel Sekreteri bu kararlara uymak zorundadır. Resmi müzakere yapılacaksa, bunun iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon temelinde yapılacağını bilmek zorundasınız" dedi.

Gazimağusa Belediyesi yol ve kaldırım çalışmalarına devam ediyor Gazimağusa Belediyesi yol ve kaldırım çalışmalarına devam ediyor

"Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği pazarlık konusu olamaz"
Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğinin pazarlık konusu yapılamayacağını vurgulayan Erhürman, bu ilkenin güvence altına alınması gerektiğini söyledi. Müzakerelerin sonuç odaklı ve doğru bir metodoloji ile yürütülmesi gerektiğinin altını çizen CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Rum liderliğinin iradesizliği nedeniyle müzakerelerin başarısız olması durumunda statükoya dönülmemesi gerektiğini belirtti. Erhürman, "Eğer çözüm isteyen taraf siz olmazsanız, yükseköğretimde de, mülkiyette de sıkıntı yaşamaya devam edersiniz" diyerek, Kıbrıs Türk tarafının çözüm isteyen taraf olarak konumlanması gerektiğine işaret etti. 

"Değiştirmeyi düşündükleri şeyle övünüyorlar” 
Erhürman, nüfus politikası ve ekonomik sıkıntılara da dikkat çekti. Ülkedeki nüfusun bilinmemesi durumunda planlama yapılamayacağını yineleyen Tufan Erhürman, nüfus politikasının olmamasının sağlık, eğitim ve diğer alanlarda ciddi sorunlara yol açtığını belirtti. Erhürman, konteyner sınıfların sadece depreme karşı tedbir amacıyla değil, nüfus artışından kaynaklandığını kaydetti. Ayrıca, hükümetin hayat pahalılığıyla mücadele politikalarını eleştiren Erhürman, dört ayda bir yapılan hayat pahalılığı ödemeleriyle ilgili de konuştu ve “hükümetin” şimdi bunu değiştirmek istediğini, ancak övünmeye de devam ettiğini dile getirdi. "Hayatı ucuzlatmak için çalışmalar başlatıldığını söylüyorlar. Şimdi mi başlatıyorsunuz?” diye soran Erhürman, hayat pahalılığının da kısır bir döngü haline geldiğinin altını çizdi. 

"Yönetim Kurulları Profesyonelleştirilmeli"
Kıb-Tek'teki yönetim sorunlarına da değinen Erhürman, Kıb-Tek gibi stratejik öneme sahip kurumlara siyasi atamalar yapılmasını eleştirdi. Kurumların yönetim kurullarının profesyonelleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Erhürman, "Kıb-Tek’e sınavsız münhalsiz istihdamlarla personel giderlerinin şişirilmesi, elektrik zammında etkili değil mi? Bu yönetim boşluğunu doldurmadığınız sürece bu sorunlar devam edecek" dedi.

"Beş istikrarlı yılda dört müdür değişti"
Eski Eserler Dairesi’nde beş yıl içinde dört müdür değiştiğine dikkat çeken Tufan Erhürman, bu tür kurumsal istikrarsızlıkların kamu yönetimini zayıflattığını ifade etti. Tamamen teknik bir dairede beş “istikrarlı” yılda dört müdür değiştiğini anımsatan Erhürman, "Kurumsal hafızayı nasıl koruyacaksınız? Bu politikalarla ne nüfusu kontrol edebilirsiniz, ne ekonomiyi, ne de hayat pahalılığını azaltabilirsiniz" dedi.

"Hem içeride hem dışarıda yönetsel boşluk var"
Erhürman, hem Kıbrıs sorunu hem de iç meselelerde yönetimsel boşluklarla karşı karşıya olunduğunu belirtti. CTP olarak geçen dönemde komitelerde yoğun bir çaba harcadıklarını söyleyen Erhürman, yabancılara mülk satışıyla ilgili yasayı da anımsattı ve şimdi değişiklik yapılmak istendiğine dikkat çekti. Erhürman, Kıbrıs Türk halkının içinden geçtiği zorlukları dile getirirken, özellikle gençlerin göç etmeye yöneldiğine dikkat çekti. Yönetimsel boşlukların halkı mutsuzluğa ve umutsuzluğa sürüklediğini belirten Erhürman, "Kıbrıs Türk halkının en varlıklı kesimlerinin çocukları bile gözlerini göç yollarına dikmiş durumda. Bu böyle devam etmeyecek. Ne mutsuzluk, ne umutsuzluk, ne de dünyadan kopukluk Kıbrıs Türk halkının kaderi değildir; bu değişecektir" ifadelerini kullandı.