CTP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre Erhürman, Kanal Sim’de yayımlanan programda, Meyil Adakul’un sorularını yanıtladı. Hükümetin “istikrar” söylemini “Kıbrıs Türk halkının aklıyla dalga geçme” olarak değerlendirerek eleştiren Erhürman, insanların mevcut durumdan memnun olduğu zaman istikrar istediğini kaydetti ve “Bizim insanlarımız, ekonomik, sağlık, eğitim açısından var olan durumu devam ettirmek mi istiyorlar?” diye sordu. “Bölgenin barışa ihtiyacı var” Dünyada endişe verici şeylerin yaşandığını söyleyen Erhürman, İsrail’in uzunca süreden beridir devlet gibi davranmadığına dikkat çekti. “Verdiği tepkiler, devlet tepkisi gibi değil.” diyen Erhürman, son yaşananlarla ilgili görüşlerini paylaştı ve Amerikan kongresinde Netanyahu’nun ayakta alkışlanmış olmasını “Dünya düzenin ne kadar alt üst olduğunu gösteren bir durum” olarak niteledi. Filistin’de onlarca çocuk öldürülürken, Ukrayna’daki tepkinin yüz milyonda birinin gösterilmemesini eleştiren Erhürman, tepki verilmediği gibi destek açıklamaları yapılmasını da anımsattı. Dünyada işlerin kötüye gittiğini belirten Erhürman, Kıbrıs adasının bölgesinin çok tehlikeli bir bölge haline geldiğini kaydetti. “Bu bölgenin içindeyseniz, bu bölgeden bağımsız bir şekilde bir şeyler yapmanız pek de mümkün değildir.” diye konuşan Erhürman, Kıbrıs’ta da tüm yaşananları görerek bir şey yapılma zorunluluğu olduğunun altını çizdi. Tufan Erhürman, “Bölgenin barışa ihtiyacı var. En temel insan hakları ilkelerinin hepsi alt üst İsrail’de. Bu bölgede artık bir an önce aklın galip gelmesi lazım, bu da barıştır. Bölgede yaşayan herkesin barış adına konuşması gerekiyor. Burası da Sarayönü’nden ibaret değildir. Burada bir şey olacaksa, bölgedeki bütün gelişmelerden fena halde etkilenecek.” diye konuştu. Bölgede barışı tesis edecek şeyin, “karşılıklı bağımlılık ilişkileri” olduğuna işaret eden Erhürman, barışın inşasında en önemli unsurlardan birinin, karşılıklı bağımlılıklar yaratmak olduğunu belirtti. -“Gitmeleri toplumun da kendilerinin de yararınadır” “Biz kendi çözüm tablomuzu net olarak ortaya koyuyoruz. Hem içeride hem dışarıda ne yapılması gerektiğini söylüyoruz. Akıl yolu barış yoluysa, barışın nasıl inşa edilebileceğine bakarsın.” diyen Erhürman, tüm taraflarla da diyalog içerisinde olduklarını vurguladı. Erhürman, “Ben, bu kadar akıl dışılığın, bu kadar kötülüğün sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. İnsanlık tarihi, akıl dışılığın uzun sürdüğünü bize hiçbir zaman göstermedi.” dedi. Kıbrıs konusunda söylenenlerle ilgili de konuşan Erhürman, “Müzakereye açık olmak demek, masaya gelmek demektir. BMGK kararları ne diyorsa, o masaya gelecek.” dedi ve eylül ayında makul, mantıklı, akıl yolunda bir yol haritasının ortaya çıkmasının uzak görülmediğini ifade etti. Kendine hükümet diyen yapının bir an önce gitmesi gerektiğinin altını çizen Erhürman, “Gitmeleri, toplumun da kendilerinin de yararına olacak.” diye konuştu. Memlekette birçok sorunun bulunduğunu vurgulayan Erhürman, “Halkımızı korumak adına buralara konsantre olmamız lazım.” dedi. “İçeride ayakta kalan bir şey kalmadı. İnşaat sektörü durdu, duracak. Turizmde çok ciddi aksamalar var. Yükseköğrenimde yaşananlar ortada. Onların altındaki sektörlerde, narenciyede yaşatılanlar ortada” diyen Erhürman, ekonominin her geçen gün daha çok güneye kaydığına işaret etti. “Halkın aklıyla dalga geçiyorlar” Karşılarındaki zihniyetin, Kıbrıs Türk halkının aklıyla dalga geçtiği görüşünü ifade eden Erhürman, “istikrar kelimesinin hâlâ kullanılmasını" eleştirdi ve “Biraz iletişim bilgisi olan biri bu dönemde istikrar kelimesini dolaşıma sürmezdi. İnsanlar istikrarı, var olan durumdan memnun olduklarında isterler. Bizim insanlarımız, ekonomik, sağlık, eğitim açısından var olan durumu devam ettirmek mi istiyorlar?” diye sordu. En fakirinden en zenginine kadar insanların bu memlekette yaşamaktan mutlu olmadığını ifade eden Erhürman, “Böyle bir yapı varken, sen istikrar istiyorum diyorsun. Zannedildiği gibi insanlar artık teslim oldu diye bir şey yok. Herkes, her şeyin farkında. Gününü bekliyor herkes. Bu sandık, bu halkın önüne gelecek ve o zaman göreceğiz. 12 yaşında çocuğu 'göç edeceğim' diyen anne, babanın tepkisiz olabileceğini düşünmüyorum.” diye konuştu. “Hiçbir şeye çözüm üretmeyen, medyadaki gelişme dolayısıyla zaman zaman parlak nutuklar atmaya devam eden bir yapıyla karşı karşıyayız” diyen Erhürman, olmayan bir dünyanın yaratıldığını ve insanlara başka dünyadan konuşulduğunu vurguladı. “Bu zihniyet bizi çürüttü, yok olma noktasına getirdi" “Beş sene hangi hükümete nasip oldu?” diye soran Erhürman, 2019’un ortasından itibaren Kıb-Tek’e hiçbir yatırım yapılmadığını vurgulayarak bakım onarım çalışmalarının dahi yapılmadığını söyledi. Tufan Erhürman, “Bu zihniyet bizi çürüttü, yok olma noktasına getirdi. Basiretsizlik, beceriksizlik var ama temel kelime gailesizliktir. Bu zihniyetten, bu toplumun kurtulması lazım. Bu zihniyetten kurtulmadıkça var oluş endişeleri devam edecek.” dedi.