Eski Ombudsman Emine Dizdarlı, Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı seçimlerinde yaşanan olaylar hakkında sosyal medya üzerinden dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Dizdarlı, "Yüce Meclis" ifadesini ele alarak, yaşanan usulsüzlükler ve etik dışı davranışlar nedeniyle Meclisin yüceliğine gölge düşürüldüğünü savundu.

Dizdarlı paylaşımında, “Yüce” kelimesinin ulvi, büyük ve yüksek anlamına geldiğini hatırlatarak, Meclis’in bu sıfatı hak etmediğini ileri sürdü. İktidar vekillerinin Meclis Başkanlığı seçim sürecinde yaptığı hataları sıralayan Dizdarlı, şunlara dikkat çekti:

"1- İktidarda olan partinin Başkanı sırf kendi koltuğunu sağlama alsın diye Meclis Başkanlığı Koltuğunu birden fazla Milletvekiline söz vererek gerçek iradenin Meclise yansımasını engelledi ve Vekiller arasında ayırımcılık yaparak haksız muamele yaptı.

2- Sayın Kutlu Evren 26 ret oyu almasına rağmen Meclis İçtüzüğü ve Anayasa’nın ilgili kurallarına aykırı olarak aday gösterileceği açıklandı.

3.- Meclis Başkanı seçimi İçtüzük kuralları gereğince gizli oyla yapılması gerekirken, Sayın Hasan Taçoy’la birlikte hareket eden Milletvekilleri, Sayın Zorlu Töre ile Sayın Kutlu Evren’e oy kullandıklarını kanıtlamak için oy pusulalarını belirli bir şekilde katlayarak pusulalarının görünmesini sağladılar. Bu şekilde İçtüzük kurallarını ihlal ettiler.

4- Dürüst, güvenilir ve adil bir Meclis olma yolunda entrikalarını ve pazarlıklarını sürdürerek tekrar Sayın Zorlu Töre’yi aday olmak için ikna ettiler.

61 yıl önce Türkeli'de şehit düşenler anıldı... 61 yıl önce Türkeli'de şehit düşenler anıldı...

Kamu yönetiminin temel anahtarı olan etik davranış kurallarını, Anayasa kurallarını ve Meclis İçtüzüğü kurallarını göz ardı ettiler.

5- Seçilmiş Vekiller kişisel kazanç ya da çıkar sağlamak amacıyla kendi iradelerini görev sorumluluklarını, tarafsızlıklarını ve görevin gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını bu halka gösteremediler. İktidar vekilleri güven duygusunu zedelediler, şüphe yarattılar ve Adalet İlkesine zarar veren davranışlardan kaçınmadılar. Çifte standart uyguladılar. Cumhuriyet Meclisi çalışmalarını kendi yaptığı İçtüzük kurallarına göre yürütemeyen ve Anayasa kurallarını hiçe sayan Milletvekilleri Yüce olabilir mi?"

Dizdarlı, "Yüce" kelimesinin sadece söylemlerle kazanılmayacağını, güvenilirliği sağlamanın ancak tutarlı davranışlarla mümkün olduğunu vurguladı. Meclisin bu şartlar altında yüceliğini kaybettiğini belirterek, toplumun "yüce" kelimesini duyduğunda artık bu olayları hatırlayacağını sözlerine ekledi.