DAÜ’nün “yüksek maaşlar nedeniyle mali sorun yaşadığı” şeklinde kamuoyunda oluşturulan algının doğru olmadığına vurgu yapan Kılıç, 1200’e yakın tam zamanlı personelin çalıştığı DAÜ’de sadece 123 profesörün bulunduğunu, profesörlerin brüt maaşlarının kamuoyunda net maaş gibi yansıtıldığını vurguladı.

Kılıç, DAÜ’nün ülkeye katkısını düşünmeden sadece maaş algısı üzerinden değerlendirilmesinin doğru olmadığını, bu algının üniversiteye ve yükseköğretim kurumlarına zarar verdiğini, DAÜ’deki maaşların abaratıldığı gibi yüksek olmadığını, asgari ücretle çalışanın da bulunduğunu söyledi.

DAÜ’nün Gazimağusa ve ülke ekonomisine katkısının yıllık en az 600-700 milyon dolar olduğunun altını çizen Kılıç, “DAÜ toplumun bir üniversitesi, benim değil, hepimizin üniversitesi. Bu ülkede her evde DAÜ mezunu var, buna böyle bakmak lazım. DAÜ’nün markası en az 1 milyar dolardır, belki de 2… DAÜ bütçesi devlet bütçesinden sonra en büyük bütçedir” dedi.

Üniversite akademik anlamda kaliteyi sürekli yukarı çekerken, uluslararası akreditasyonları ve sürekli yayınları artırırken, dönem dönem ekonomik sorunlarla boğuşmasını değerlediren Kılıç, son dönemde pandeminin de etkisi olmakla birlikte kötü yönetimler, yeterince tanıtım yapılmaması, yükseköğretimde haksız rekabet, yeterli devlet katkısı olmayışının bu sorunun başlıca nedenleri olduğunu ifade etti.

DAÜ’nün yasayla kurulmuş bir devlet üniversitesi olduğunun altını ısrarla çizen Kılıç, DAÜ’nün ülkede tek denetlenen üniversite olduğunu, bunun da haksız rekabet oluşturduğunu belirtti.

DAÜ’deki alımların dahi Kamu İhale Yasası’na tabi olduğu örneğini veren Kılıç, “Hem zamandan kaybediyoruz, hem de 5’e alacağımız bir ürünü 10’a alıyoruz” dedi.

Kılıç, DAÜ’de zor bir dönemde göreve talip olmasını ve adeta “ateşten gömlek giymesini” de “Bazen görev sizi çağırır; görev bizi çağırdı, kabul etmemek olmazdı, Ben DAÜ ile büyüdüm” ifadeleriyle değerlendirdi.

Kılıç, DAÜ’yü uluslararası alanda daha aktif ve daha görünür hale getireceklerini söyledi

“Görev çağırdı, kaçmak olmazdı”

DAÜ’de 24 Ekim’de tek aday olarak yüzde 88.54 gibi yüksek oranla güvenoyu alarak DAÜ’nün yeni rektörü olan Prof. Dr. Hasan Kılıç, görevinde iki ayı doldurdu.

Kılıç, DAÜ’nün mali sorunu, bütçe, protokol çalışmaları, öğrenci sayısı ve akademik çalışmalar gibi birçok konuda TAK muhabirinin sorularını yanıtladı.

Prof. Dr. Hasan Kılıç, zor bir dönemde göreve talip olma nedenini “DAÜ sizi çağırıyorsa reddetme lüksünüz yoktur. Ben DAÜ ile büyüyen, DAÜ’nün içinden çıkan, DAÜ’nün yetiştirdiği bir akademisyenim. 30 yıldır bu üniversitedeyim. Öğrencilik yıllarında da hep buralarda olduk. Son yıllarda yaşanan sorunlu dönem, mali idari krizler bizlere görev çağrısı yaptı. DAÜ gibi bir kurum sizden görev bekliyorsa onu kabul etmeme gibi bir düşünceniz olmaması lazım” diyerek özetledi.

DAÜ’nün bugün hak etmediği bir konumda olduğunu dile getiren Kılıç, “Algı olarak da hak etmediği bir noktada. İdari olarak da yönetilme konusunda hak etmediği bir noktada.” dedi.

DAÜ’nün haksız bir rekabet ortamının içerisinde olduğunu söyleyen Rektör Kılıç, yükseköğrenimin çok gelişmekle birlikte planlı gelişen bir alan olmadığını, belirli kontrol mekanizmalarının olmadığı bir alanda, DAÜ devletin kurduğu üniversite olduğu için devletin koyduğu kurallara göre yönetme zorunluluğu ve sorumlulukları bulunduğunu, bunun da diğer üniversitelere kıyasla haksız rekabet oluşturduğunu vurguladı.

Ülkedeki üniversitelerin fazlalığıyla ilgili olarak Kılıç, yükseköğrenime sayısal olarak bakmadığını, fonksiyonel olması ve uzmanlık yaratacak üniversiteler kurulmasını gerektiğini belirtti. Kılıç, “Her üniversite her bölümü açacak diye bir kural yok.” dedi.

“Kral çıplak”

Göreve geldiğinde karşılaştığı tabloya “kral çıplak” benzetmesi yapan Prof. Dr. Hasan Kılıç, “Göreve geldiğimizde üniversitenin iki ciddi sıkıntısı vardı. İdari anlamda yönetilme sorunu ve mali poblemler. Bu süreci biz 5 yıldır yaşıyorduk.” dedi.

DAÜ’nün devletten katkı alma noktasında sıkıntıları bulunduğuna işaret eden Kılıç, “Devlet; devlet kurumu olan üniversiteye katkı vermekte cimri davranıyor” dedi.

“Devlet katkısı 5 yılda ciddi azalma gösterdi”

Kılıç son 5 yılda devletin DAÜ’ye katkısının ciddi oranda azaldığını, 5 yıl önce yüzde 10’larda olan devlet katkısının bugün 0.07 olduğunu, bunun da kendilerini bir devlet üniversitesi olarak üzdüğünü ifade etti.

Kılıç, DAÜ’nün ekonomik krizlerle boğuşma nedenleri arasında haksız rekabet ortamı içerisinde gelirleri artıramama, öğrenci akışında, özellikle yabancı öğrenci sayısında büyük düşüşün de rol aldığını söyledi.

Kılıç, “Üniversitenin gelirlerine baktığınızda, iki tür geliri var; öğrenci gelirleri ve kampüsteki yurtlarda ve kafeteryalarda yaptığı çalışmalar. Bugüne kadar hep üniversitenin hareket alanları daraltıldı. Dolayısıyla üniversite kampüste ve kendi içerisinde bir özel sektör gibi haraket edemiyor, gelirlerini artırmak için girişimci ruhunu ortaya koyamadı, farklı alanlarda yatırımlar yapması gerekirdi, yapamadı” dedi.

Birikmiş 4 milyon dolar alacak var

Kılıç,  DAÜ’nün kampüs içerisindeki yurt ve kafeteryalardan birikmiş yaklaşık 4 milyon dolar alacağı bulunduğunu ve konunun yargıda olduğunu belirterek, bu paranın tahsil edilmesinin DAÜ bütçesine önemli katkı sağlayacağını söyledi.

Pandemi döneminin de öğrenci gelirlerinin düşmesinde rol oynadığını söyleyen Kılıç, yabancı öğrencide büyük düşüş yaşandığını, tanıtım konusunda ciddi hatalar yapıldığınI kaydetti.

Kılıç, döviz cinsinden gelirler açısından önemli olan yabancı öğrenci oranının yüzde 50’lerden yüzde 30’lara düştüğünü belirterek, Türk öğrencilere yönelik çalışmalara ağırlık verildiğini onlarda da ciddi burslar verildiği için öğrenci sayısı artmasına rağmen gelirlerde beklenen artışın sağlanamadığını söyledi.

“2024 bütçesi mali disiplini sağlayacak”

DAÜ’nün 2024 bütçesi ile ilgili konuşan DAÜ Rektörü, Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nden 5 milyar 614 milyon 628 bin TL olarak geçen 2024 bütçesinde 240 milyon TL’lik açık öngörüldüğünü ifade etti.

2024 yılını toparlanma yılı olarak gördüklerinin altını çizen Kılıç, bütçenin bu anlamda kendilerine rehberlik edecek mali disiplin olduğunu söyledi.

Bütçenin ilk kez ortak yapı içerisinde oluştuğunu bildiren Kılıç, “Tedbirleri içeren de bir bütçe. Yatırımların sınırlandırıldığı, tasarruf ağırlıklı bir bütçe. Kemer sıkma politikasıyla bu işi götüreceğiz” dedi.

Kılıç, giderlerin optimum seviyeye getirildiğini, gelirlerin de maksimum düzeyde artırılmaya çalışıldığının altını çizerek, bütçenin ilk defa DAÜ Üniversite Yönetim Kurulu’ndan oy birliği ile geçtiğini, Meclis’te de oy birliğiyle kabul edildiğini ifade etti.

Devletin bütçeye direkt katkı koymakta temkinli davrandığını söyleyen Kılıç,  “Devlet şöyle bir katkı verdi bize; ilk kez 2023’teki ve 2024’te oluşabilecek vergileri üzerine aldı. Bu üniversitenin geçmişiyle barışmasını sağladı” dedi.

Protokol çalışmaları

Bir yıldır devam eden protokol çalışmaları üzerinde, paydaşlardan Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, sendikalar, VYK ve DAÜ Rektörlüğü arasında görüşmelerin sürekli devam ettiğini belirten Kılıç, protokolün birer yıllık olmak üzere 4 yıllık bir programı öngördüğünü, her yılın sonunda devam edip edilmeyeceğine karar verileceğini ifade etti.

“Kadrolu emeklilerin DAÜ’ye maliyeti 73 milyon TL”

Rektör Kılıç, DAÜ’de örgütlü sendikaların Maliye Bakanlığı önünde eylem konusu da olan DAÜ’den kadrolu emekli olanların maaşlarının üniversite bütçesinden ödenmesini de cevapladı.

Bu konunun DAÜ üzerinde büyük bir yük oluşturduğunun altını çizen Kılıç, 2024 yılında bu yükümlülüğün DAÜ’ye getireceği yükün 73 milyon TL olduğunu söyledi.

Kılıç, DAÜ’den emeklilerin emekli maaşları Sosyal Sigortalar’dan ödenirken,  kadrolu emekli olan 39 kişinin DAÜ bütçesinden ödendiğini, 2024 bütçe açığı 240 milyon TL olduğu düşünüldüğünde 73 milyon TL’nin çok ciddi bir rakam olacağının görüldüğüne işaret etti.

Kılıç, “Bu rakam daha da büyüyecek. Ben niye bu insanlar bu emekli maaşlarını alıyolar diye sorgulamıyorum. Niye bunu üniversite ödüyor, sorguladığımız budur. Sendikalar bunu (devletin ödemesini) istiyor, biz de bunu istiyoruz, doğru olan da budur” dedi.

Hedefler

Prof. Dr. Hasan Kılıç kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerini de anlattı.

Kılıç kısa vadedeki hedeflerinin, tasarruf tedbirleri almak, tanıtımlara önem vererek yabancı öğrenci sayısını artırmak olduğunu ifade etti.

Kampüsteki gelirleri artırma yönünde çalışmalarının bulunduğunu söyleyen Kılıç, kısa vadede üniversiteyi toparlamaya, gelir-gider uçurumunu azaltmaya çalışacaklarını; orta ve uzun vadede hedeflerinin ise üniversitenin sürdürülülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlamak, çalışanlara iş güvencesi vermek, hak ettikleri maaşları sağlamak olduğunu kaydetti.

Öğrenci nüfusu

Kılıç, üniversitenin mevcut öğrenci sayısının 16 bin 200 olduğunu, potansiyeli ele alındığında olması gereken rakamın ise 20 bin olduğunu ifade etti. Kılıç, “20 bin civarındaki öğrenci bizi bir noktaya taşır” dedi.

Yabancı öğrenci sayısının beklediklerinin altında 3 bin 700 olduğunu belirten Kılıç, bunun önceki dönemlerde 7-8 bin olduğunu, sayının yarıya düştüğünü söyledi.

Kılıç, “3. ülkelerle ilgili çok ciddi tanıtım ataklarımız var. İlk iş olarak gelirleri artırabilme noktasında tanıtım ekibini kurarak çalışmaları başlattık” ifadelerini kullandı.

KKTC yükseköğretimi nerede?

KKTC yükseköğretimini değerlendiren Kılıç, bu alanın müthiş potansiyelli geniş bir alan olduğunu ifade ederek, ancak plansızlığın hakim olduğunu vurguladı.

YÖDAK’ın daha etkin olması gerektiğini ifade eden Kılıç, yükseköğrenim alanında yönetsel bir boşluk olduğuna, planlanması, yönetilmesi stratejik planı olması gerektiğine dikkat çekti.

Yükseköğretimin denetlenmesinde de bir sıkıntı olduğunu söyleyen Kılıç, “Denetlenebilen tek üniversite DAÜ’dür. Özel üniversitelerin yeterince denetlenebildiğini düşünmüyorum” dedi. Kılıç, YÖDAK’ın personel sayısının ve yasaların denetim için yetersiz olduğuna değindi.

Kılıç, “Bizim apartman üniversitelerine ihtiyacımız yok. Bu nettir. Bizim ciddi, kurumsal, yükseköğretimde ses getiren üniversitelere ihtiyacımız var. Bunlar var, yok değil ama bu haksız yükseköğretim ortamında rekabet ortamının azaltıldığını öngörüyorum” dedi.

Hükümete mesajı

Hükümete “Burası devletin bir kurumu, devlete güç veren bir kurumdur” mesajı veren Kılıç, tanıtımda sınırları aşan ülke tanıtımına önemli katkı sağlayan bir üniversite olduklarını belirtti.

Kılıç, “Bizi bekleyen önemli sıkıntılar var, bunların hükümet tarafından anlaşılmasını istiyorum” dedi.

PGM: Halkımızın huzur ve güvenliği için yeni yılda da 24 saat kesintisiz görevde olacağız PGM: Halkımızın huzur ve güvenliği için yeni yılda da 24 saat kesintisiz görevde olacağız

Hükümetin, DAÜ’nün devlet kurumu olduğunu anlaması gerektiğini söyleyen Kılıç, bu kadar yıldan sonra hükümetin ilk defa vergi affına girebildiğini, bunun bir artı olduğunu, mali yükü azaltma anlamında emeklilerle ilgili açılım getirildiğini anlattı.

Kamu İhale Yasasını örnek vererek DAÜ’nün hareket alanının daraltıldığını belirten Kılıç, DAÜ’nün sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması için hareket hızının artırılması gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Hasan Kılıç, “Daha hızlı, daha hareket eden bir üniversite. Kararlarını hızlı alan ve uygulayan bir üniversite noktasında olmalıyız” diyerek, devletin DAÜ’ye bakış açısının değişmesi gerektiğini yineledi.

Hasan Kılıç, DAÜ’nün dev bir kurum olduğunu aileler, örenciler ve çalışanlar hesaplandığında yaklaşık günlük 20 bin kişinin hareket ettiği bir mekan olduğunu, Gazimağusa ve ülke ekonomisine inanılaz katkı sağladığını, kurumun bu katkısının karşılığını almak istediğini vurguladı.

Kılıç, “Belediyeler nasıl sıkıntıda olduğu zaman hemen el attık, mali yardım yaptık. Kıb-Tek’e aynı oranda yaptık, DAÜ’ye niçin yapılmıyor? Yapılıyor ama yeterli değil. Ama ilk kez hükümetin bu dönemde ilgisi olduğunu da görüyorum, beklediğimiz ilgi mi, soru işareti” dedi.

“DAÜ batmayacak”

Kılıç, “Bir sıkıntı var, aldığımız ve alacağımız tedbirlerle ve öğrenci gelirlerimizle ve diğer gelirlerle bir toparlanma bekliyoruz. Ama tedbir alınmaza 2025 de büyük sıkıntıya gebedir. Tedbirleri elden bırakmamız lazım.” dedi.

DAÜ’nün özerk bir yapı içerisinde kendi kendini yönetebileceği sürdürülebilir   model oluşturma hedefinde olduklarını söyleyen Kılıç, “Sürdürülebilir yapı  içerisinde hedeflerimzie ulaşacağız. DAÜ çöküp gidecek, batıp gidecek bir üniversite değildir. Bu düşüncede olanların kafasından silmesi lazım. Sıkıntıları aşmak için ya bir yol açacağız ya da bir yol yapacağız.” diye konuştu.

Çalışanların da büyük oranda güvenini yanında hissederek günü değil geleceği kurtarmak amacında olduklarını söyleyen Kılıç, “Çok ciddi tedbirler var, gelirleri artırmak için çok ciddi planlarımız var ama bunun da hükmet tarafından desteklenmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Kamuoyu ve çalışanlara mesaj

DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç kamuoyuna ve DAÜ çalışanlarına da şu mesajı verdi:

“Üniversite sıkıntıda, önümüzde dikenli yol var ama bu yolları aşacağız. Bunun için çok çalışacağız ve bu süreçlerde mutlaka bir yol bulacağız ki bu noktada amacımız üniversitede sürdürülebilir bir yapı oluşturmak, çalışanlarımıza da iş güvencesi vermek. Hedef sürdürülebilir, özerk kendi içerisinde bir model oluşturmaktır.”