Ekonomik krizler ve yaşam maliyetlerindeki artışlar, toplumun karşı karşıya kaldığı ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bu tür zorluklar, her geçen gün artarak , geçim mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Kimse kusura bakamasın ama geleceğe yönelik umutları artık yok olmaya başladı. Bu ekonomik baskılar altında ezilen ve dayanma sınırlarını zorlayan birey ve ailelerin sayısı girdikçe artıyor. Yüksek enflasyon oranları, temel gıda maddeleri, enerji ve diğer hayati ürünlerin fiyatlarının hızla artmasından dolayı, geçim derdi artık her hanenin derdi olmuştur. Bu durum, özellikle düşük ve sabit gelirli aileler için büyük bir yük ve bitirme noktasına geldi.
*Şu ödenen devasa elektrik faturaları ile kaç aile sağlığını erteledi?
*Kaç tane çocuğun yaz tatil programı ertelendi?
*Kaç aile şu an avans ile ayı bitirmeye çalışıyor?
*Kaç tane hasta ilacını almakta güçlük çekiyor?
*Kaç tane araç serviste bekliyor?
*Kaç tane seyrüsefer ve muayene yaptıramayan insan var?
Sayarım ben böyle sabaha kadar. Bitmez çünkü bu giderler. Oysa her şeyin güzel olacağı vaatleri ne kadar da eskide kalmış. Yıkılan yıkıldığı yerde, yanan yandığı yerde , ölen de öldüğü yerde kalıyor. Gıda, enerji ve konut gibi temel ihtiyaçların maliyetlerindeki artış, halkın satın alma gücünü ciddi şekilde düşürmüştür. Özellikle düşük ve sabit gelirli aileleri anlatmaya gerek yok sanırım. Her gün değişen fiyatlar yetişmek ne mümkün. Okullar kapandı ve kimse yerinden kıpırdamıyor. Çocuklarını ülke içerisinde bile tatile götüremeyen onlarca aile var. Bırakın tatile gitmeyi, plajlar dahi yakıyor.
Bu ardı arkasına yaşanan ekonomik zorluklar, halkın yaşam standartlarını ciddi şekilde düşürmüştür. Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan bireyler, aileler yaşam kalitesinden ödün vermek zorunda kalıyor. Eğitim, sağlık ve sosyal faaliyetler gibi önemli alanlarda yapılan harcamalar kısıtlanmakta, bu da uzun vadede toplumsal refahı olumsuz etkilemeye başlamaktadır. Bu durum, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal sorunları da beraberinde getiriyor. Herkesin kafası karışık ve yük ağırlığı aile içi huzursuzluk vede kopma noktasına kadar geliyor.
Peki soruyoruz bu kadar kötü bir zamandan geçen halktan talepleriniz nelerdir? Seçim kampanyalarınız başlayınca ne yapacaksınız çok merak ediyoruz. Yani yıllardır yakıp kavurduğunuz halka ne diyecek ve seçilmek için nasıl bir plan uygulayacaksınız? Geleceği ellerinden alınmış gençlerden, basıl seçme hakkını kullanmasını isteyeceksin? İlacını alamayan, eğitim masrafını ödeyemeyen, eti, tavuğu ayda bir evine alan, elektrik , su , vergi ödemekten aç kalan milletten nasıl seçim talep edeceksiniz? Kaç numaralı maskeyi takıp çıkacaksınız?
Geçim sıkıntısı çeken birçok aile, borçlanma yoluna gidiyorken , sizler ne yapıyordunuz? Hastane düştüm düşüyorum diye bağırıyorken, sizler be yapıyordunuz? Eğitim alamayan çocuklarımız yollarda su satarken, babası ile işe giderken siz neler yapıyordunuz? Elzem ilacını alamayan hastalarımız, evlerinde hasta yatıyorken sizler ne yapıyordunuz? Elektrik akımını günde iki saat keserek, yatağa bağlı hastalar ölümle burun buruna gelirken , sizler ne yapıyordunuz? Karanlık yollarda insanlar ölüyorken , sizler ne yapıyordunuz?
Ben söyleyim;
Deri koltuklarda gerim gerim oturuyordunuz. Önünüzdeki 5 yılı daha nasıl garantilersiniz hesabını yapıyorsunuz. Servetlerinizi nasıl katlarsınızın hesaplarını yapıyordunuz. Kardeşlerinizin, ahbabınız, eşinizin , dostumuzun evladını nasıl bir yerlere getirirsinizin peşindeydiniz. Güzel olan , halk için olan, ülke için düşünülen ve yapılan bir şey varda , ben bunu görmemiş ve yazmamışsam bana da YAZIKLAR OLSUN…
BU SÜREKLİ DÖNEN DEVRAN BİR GÜN BU ÜLKEDE DE DÖNECEKTİR…