Çevre Platformu'ndan yapılan açıklamada, ülkede artan çevresel tahribatın su ve toprak gibi önemli kaynakların hızla tükenmesine neden olduğuna işaret edilerek, eylemin, bu gidişata “dur” demek ve adanın doğal güzelliklerini korumak amacıyla yapıldığı kaydedildi.

İskele Long Beach’te yer alan eyleme, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar da destek verdi. Yeşil Barış Hareketi, Orman Mühendisleri Odası, Kıbrıs Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma Vakfı (KEMA), Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği, Biyologlar Derneği, Evrensel Hasta Hakları Derneği, Şehir Plancıları Odası’nın oluşturduğu Platform, eylemde basın açıklaması da yaptı.  

Açıklamada, 2015 yılındaki “Ülkesel Fizik Planı'nın” giriş kısmında; “Koruyarak gelişen, üreterek büyüyen, dünya ile bütünleşen, yenilikçi, insanların yaşamaktan, iş yapmaktan mutlu olduğu bir Kuzey Kıbrıs” yazdığı ifade edildi.

Ancak 2024 yılında Kuzey Kıbrıs’ın gerçeklerinin başka olduğu savunulan açıklamada, Ülkesel Fizik Planı'ndan yeterli şekilde yararlanılmadığı, arazilerin, çevrenin korunmadığı, yeterli denetimlerin yapılmadığı, insan ve çevre odaklı yaklaşımlardan uzaklaşıldığına vurgu yapıldı.

Uyuşturucunun 56 paketini 16 bin 800 TL'ye aldı, 4'ünü sattı Uyuşturucunun 56 paketini 16 bin 800 TL'ye aldı, 4'ünü sattı

Hükümete eleştirilerde bulunulan açıklamada, planlı gelişimin önemine işaret edildi ve şu tavsiyelerde bulunuldu:

“Kanalizasyon alt yapısı ve arıtma tesisi kurulumu için bilirkişilerimiz ile çalışma başlatılması, bugüne dek yapılan tüm çalışmaların üzerinden geçilmesi ve sürecin hızlandırılması. Tüm bunların ise KTMMOB’nin ilgili meslek disiplinleri eşliğinde şeffaf bir şekilde yürütülmesi. Belediyenin bu sürece yalnızca eşlik etmesi ve plana, programa uyum sağlaması. Kanalizasyon alt yapısı yapılana, arıtma tesisi kurulana kadar bilirkişiler tarafından kısa, orta ve uzun vadeli çözüm planlaması yapılması, mevcut atık sular ile ilgili en kısa sürede çözüm üretilmesi ve denize enjekte edilen tüm atık suların kontrol altına alınması. Bilirkişiler eşliğinde, tüm paydaşlar ile bir kriz masası oluşturulması, ekonomik dengeler gözetilerek, imar gelişimi çok yönlü değerlendirilerek süreçlerin planlanması. Denetimsiz ve/veya kaçak yapıların, şeffaf bir şekilde yerel yönetim tarafından bilirkişilere raporlanması ve atık su yönetiminin planlanmasında yol haritasının güçlenmesinin sağlanması. Deniz suyu kirliliği ile ilgili yine alanında uzman bilirkişilerin ve sivil toplum örgütlerinin eşliğinde ayrı bir kriz masası oluşması ve rehabilitasyon için gerekli planlamaların yapılması.”

Çevre Platformu tüm bunlar için göreve hazır olduğunu da belirterek, “Çevre hakkı en doğal insan hakkıdır ve herkes sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” dedi.