AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk kanalında Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı.
Çelik’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Biz ne AK Parti'den vazgeçeceğiz ne onlar CHP'den. Bizim ittifakımız adı Cumhur İttifakı. Bunun niteliklerinde ve ilkelerinde değişme sözkonusu değil. CHP 'Cumhur İttifakı'na katılıyorum, söylediklerimden vazgeçiyorum' demiş değil. Türkiye'nin yukarısında savaş var. Aşağısında büyük bir soykırım cinayeti işleniyor Netanyahu tarafından. Çin-Tayvan geriliminin nereye gideceğini bilemiyoruz. Yunanistan'la olan belli düzeyde gidiyor ama Sırbistan, Kosova, Balkanlar'daki tabloya baktığınızda. Tam ortada Türkiye. Bir siyasette hasım olmamak, düşman olmamak lazım. Siyaseti rekabet alanı olarak görmemek lazım. Birbirimizin cenazesine ve düğününe gidemeyecek hale getirmeyelim siyaseti demiştim. Partilerimiz farklı olabilir, meşreplerimiz, aidiyetlerimiz, kimliklerin farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti demiştim.
"SİYASETTE ZIT KUTUPLAR OLACAK"
Siyasette zıt kutuplar olacak. Siyaset zıt kutupların diyalektiği içinde üretilir. Biz bunu yumruklarımızı sıkarak, birbirimizi ötekileştirerek yapmamalıyız. İki kimliğimiz var. Bir siyaset kimliğimiz. Devlet adamı sorumluluğu ile hareket etmemiz lazım. Türkiye'nin bağışıklık sistemini güçlü tutmamız lazım. Vatandaşlarımız tabii ki farklı partilere oy verir, saygı değerdir. Siyaseti duvar ören sistemle örtüştürürsek bu antisiyasettir. Cumhur İttifakı'nın birlik ve beraberliği en sağlam şekilde sürüyor. Meclis'te bir mesele geliyor, meclis başkanvekilleri birbiriyle görüşmüyor mu? Görüşüyor. Gerginliklerde Meclis Başkanı 'arka tarafa arkadaşlar' deyince, görüşülmüyor mu? Burada şunu kabul edelim. Burada CHP normalleştiği zaman zaten bununla ilgili kapı açıktır.
"SİYASETÇİNİN KELİME DAĞARCIĞI GENİŞTİR"
Türkçe'de bir sürü kelime vardır. Siyasetçinin kelime dağarcığı geniştir. Şimdi diyalog süreci olmuş. Buyurmuşsunuz AK Parti Genel Merkezi'ne gelmişsiniz. Biz de bundan memnuniyet duyduğumuzu açıklamışız. Sonra sayın Cumhurbaşkanı iade-i ziyarette bulunmuş. Bundan sonra 'suç ortağı' lafının siyasi idrakle bir alakası yok. Özgür Bey deneyimli siyasetçidir. Meclis'te pekçok kez görev yaptık. Orada Anayasa Mahkemesi, ekonomiyle ilgili konular var. Bunları nitelerken 'suç' kelimesinin kullanılması. Normal siyaseti tarihinizin büyük dönemi kriminalize etmekle bir tarih geçirmişsiniz. Normal siyasi faaliyet yürürken rejim düşmanlığı, tek adam rejimi ile kriminalize etmişsiniz siyaseti. CHP muhalefet etmesin demiyoruz. Bunun dışında bir kelime yok mudur? Ne demek suç ortağı? Kim ne suç işlemiş? Biz kendi siyasi programlarımızı yürütmüşüz, siyasi faaliyetler ortaya koymuşuz. Siyasetin meşru alanı ve hukuk çerçevesinde bunları gerçekleştirmişiz. Bu ne demek suç ortaklığı?
"MESELELERE ODAKLANMAK LAZIM"
Siyaseti yüksek tansiyonla yapmamız gerekmiyor. Burada meselelere odaklanmak lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız devletin başı olarak 'Gelin Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünde hep birlikte orada olalım' dedi. Kıbrıs bizim milli davamızdır. Dolayısıyla Kıbrıs Barış Harekatı, milli namusumuzu korumak için yapılmış kahramanca barış harekatıdır. Buna kahramanlık eden siyasileri tabii ki anacağız. Avrupa'da yeni faşizm dalgasının yükselmesinden bahsediliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, sayın Özel'e 'sosyalist enternasyonelde size yakın partilere Türkiye'nin tezlerini anlatan faaliyet yürütün' dedi.
"SİYASİ NEZAKETİ KORUMAK LAZIM"
Şuna çok dikkat ediyorum, titiz davranıyorum. Siyasi nezaketi korumak lazım. Şöyle bir şey söylediler, çok önceden hazırlanmışız, apar topar açıklama yapmışız gibi. Öyle değil. Sayın Cumhurbaşkanımızla görüştük, Mustafa Elitaş Bey'le bunları değerlendirdik, notlarımızı aldık ve konuştuk. Burada nazik bir ev sahipliği yaptınız, teşekkür ederiz dedik. İki gün sonra 'suç ortağı' denmesi siyasi nezaketle ve akılla bağdaşmaz.
"CUMHUR İTTİFAKI'NDA EN UFAK ÇATLAK YOK"
Buradaki ifadelerin manasını yorumlamak, izah etmek MHP'deki arkadaşlarımız takdirindedir. Her partide belli siyasetler konusunda partinin yüzde 100'ü böyle düşünüyor deme garantisini kimse veremeyiz. AK Parti'nin ana politikasını belirleyen kurulları ve yöneticileri Cumhur İttifakı'na güçlü bir destekle, hassasiyetle hareket etmektedir. MYK toplantılarının ve MKYK toplantıları basına kapalıdır. Girişinde sayın Cumhurbaşkanımız MYK ve MKYK üyelerine sürekli olarak iç ve dış siyasetle, ekonomiyle ilgili önümüzdeki döneme nasıl bakacağımızla ilgili değerlendirme yapar. Talimatlarını verir, görevler verir. Toplantılarda değişmeyen bir şey vardır. Sürekli olarak Cumhur İttifakı'nın hassasiyetlerinin korunması hususunda altını çizer sayın Cumhurbaşkanımız. Biz de partinin görüşünü en başta genel başkan olarak Cumhurbaşkanımızın söylediği her şey partiyi bağlar. Cumhur İttifakı konusunda ufak çatlak yoktur.
"CUMHUR İTTİFAKI İLKELER İTTİFAKIDIR"
Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan iken yurt dışı gezilerine CHP milletvekilleri geliyor. Baykal zamanında sebebi bizde kalsın birden bire kestiler. Bu diyaloğu istemediler. Ben şimdi söylemeyim. Diyalog belli meseleleri konuşmak içindir. İttifak ise belli çatıda birlik ve beraberlik içinde yol yürümektir. AK Parti'nin MHP'den, MHP'nin AK Parti'den ayrılacağı şeklinde bir sürü şey söyleniyor. Hem Cumhurbaşkanımız hem sayın Bahçeli'nin vurguladığı bir şey var. Cumhur İttifakı ilkeler ittifakıdır. Türkiye'yi korumak için ortaya çıkmıştır. Bir çıkar ittifakı değildir. 'Allah bana yeter'den daha güzel cümle var mı? Tabii ki Cumhur İttifakı bileşeni partiler özgün kimliklerinden, orijinal karakterlerinden, siyasi pozisyonlarından vazgeçerek tek parti haline gelmiyor. Temel konularda, ilkeler temelinde çatı oluşturuyorlar. Her iki partinin farklı değerlendirmeleri olabiliyor ama bu ittifakın birlik ve bütünlüğüne zarar verecek noktaya gelmiyor. Her iki parti kendi karakterine sahip. 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan tablodan sınana sınana bugünlere geldik. Cumhurbaşkanımız ve sayın Bahçeli'nin birlikteliği ve partilerin birlikteliği açısından 'Türkiye Yüzyılı' istikametine bakmaya devam ediyor. Günün sonunda, sınana sınana gelmiş güçlü ittifak birlik ve beraberliğini teyit etmiş oldu."
Kaynak: Kıbrıs Postası