Halkımız arasına girdiğinizde herkesin birleştiği bir konu var. İnsanımız artık siyasi kadroların her fırsatta uzlaşma ve beraber çalışma yerine çatışmayı seçmelerinden bıkmıştır. Doğru yapanı alkışlamak yerine başka partiden olduğu için karalama siyasilerimiz arasında uygulanan günlük olaylardandır.
Şu kurum batmak üzeredir gelin beraber oturalım, beraber katkı koyalım diye çağrı yaparsınız, diğer partilerin tümü çözüm yerine çatışmayı seçer. Çünkü parti kültürleri budur. Çünkü parti yapıları ve kadroları halkın yararına bile olsa başka bir parti ile beraber çalışmaya engeldir. Hatta parti yapıları kendilerine bu gibi durumlarda çatışmayı seçmekle kalmamayı, çatışmanın dozunu da olabildiğince artırmayı emretmektedir.
Mustafa Arabacıoğlu en erken açıklanan aday olarak ortaya çıkınca diğer partiler şoka girdiler çünkü ilk defa böylesine sevilen, dürüst ve nitelikli birisi LTB başkanlığına aday olacaktı. Üstelik tam bir kriz içerisinde olan belediyeyi yönetmeye talip olmuştu. Bu nasıl olabilirdi?
Buna bir de ben ve 14 arkadaşımın belediye meclis üyeliğine adaylığımız eklenince diğer partiler neye uğradıklarına şaşırdılar. Yukarıdan aşağıya bakılınca her biri nitelikli, eğitimli ve kendi dallarında fark yaratmış ve her biri siyasete yeni kişiler. Nitekim diğer partilerin Demokrat Parti aday kadrosuna cevap verebilecek arayışlarının zaman almasından dolayı adaylarını açıklamaları epey aldı. Yapılan kamuoyu araştırmaları Mustafa Arabacıoğlu’nu ilk günden başta gösterdi ve bu da aynen devam etti. Çünkü halkımız artık dürüst ve nitelikli bir adaya susamıştı.
Ben de aday olduğum için son ayın her gününü Sayın Arabacıoğlu ile beraber geçirdim. Belediyenin düzlüğe çıkması için beraber çalışmalar yaptık, halkla bire bir konuşabilmek için sokak sokak gezdik. İnanın ona olan sevgi ve saygım her geçen gün artmıştır. Çünkü ülkemizin içerisinde bulunduğu durum aslında LTB’den çok da farklı değildir ve KKTC’nin Mustafa Arabacıoğlu gibi insanlara ihtiyacı vardır. Yanında çalışırken gözlemlediğim gibi karşısındaki adaylarla ilgili bir tek kötü söz söylenmesine bile tahammülü olmayan, “biz sadece Lefkoşa Türk Belediyesinin değil KKTC’nin siyasi yapısının değişimine de maya koymak için bu yola çıktık” diyen birisidir Mustafa Arabacıoğlu.
Gazetelere bakıyorum da hem UBP hem de CTP eski alışkanlıklarına devam ediyorlar. Kendilerinden olmayanları karalamak onlar için bir spor dalı haline gelmiştir. Ayni günde yayınlanan tam sayfa renkli UBP ilanı “LTB’yi bu duruma getirenler DP ve CTP’dir” derken ayni gazetelerde yayınlanan CTP’nin tam boy renkli ilanı da “LTB’yi bu duruma getiren DP ve UBP’dir” diyordu. Yani kendilerinden olmayan tu kaka! DP’nin ilanı ise “Lefkoşa için kavga değil uzlaşma zamanı” dedi. Şimdi farkı anlayabildiniz mi?
Daha da üzücü bir örnek ise Sayın Arabacıoğluna yapılan yalan dolu suçlamalardır. Bazı partilerimiz O dürüst adam için ağıza alınmayacak şeyler söylemeyi ve belden aşağıya vuran televizyon programlarını güdümlü kanallarda yayınlattırmayı marifet biliyorlar. Anlaşılan UBP ve CTP artık siyasetimizin çatışma kültüründen arındırılması gerekliliğini sadece “söylem” olarak algılamışlar ve özümsememişlerdir. Diğer yandan Demokrat Parti bu seçimlerde gösterdiği aday kadrosu ile bu değişimi başlatmıştır bile. Seçimden sonra da LTB’yi doğru yöneterek halkımıza dürüst ve nitelikli insanları seçmeleri halinde doğru dürüst, şeffaf ve başarılı bir yönetimin mümkün olabileceğini kanıtlayacağız.
Çatışma kültürüne ve çamur atma yoluyla seçim kazanmaya alışanlara da söyleyeceğim bir şey var: Yeter artık!