Canaltay, borçlanarak veya kamu kuruluşlarının zararlarını büyüterek bütçeyi yönetmenin uzun vadede ekonomik istikrarı tehdit edeceğine de işaret ederek, Devlet maliyesinin güçlenmesinin en önemli faktörlerinden biri olan kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınması ve bir an önce “Orta Vadeli Kalınma Planı”nın ortaya konulması gerektiğini kaydetti.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı görüşmeleri öncesinde açılış konuşması yaptı.

Canaltay, 2025 Mali Yılı Bütçe Tasarısı’nın ülkeye ve halka hayırlı sonuçlar getirmesini diledi.

Kasım ayında bulunulması nedeniyle Büyük Önder, Asker, Devlet Adamı, Devrimci, Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 86’ncı ölüm yıl dönümünde rahmet ve özlemle anarak konuşmasına başlayan Canaltay, “O’nun fikirlerinin, ilkelerinin hala yolumuzu aydınlattığını, bizlere sıkıntılı her durumda ilham ve güç kaynağı olduğunu belirtmek istiyorum” dedi.

“15 Kasım’da da vazgeçilemez bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, güvenliğimizin ve çağdaşlığımızın ifadesi Devletimizin 41’inci kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını” ifade eden Canaltay, egemenliğin sağlanması ve korunması amacıyla mücadeleyi azimle sürdüren başta Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş olmak üzere herkesi minnetle andı.

Kıbrıs Türk halkının 41 yılda kat ettiği yolu küçümsememek gerektiğini ifade eden Canaltay, şöyle devam etti:

“Ekonomi dün de önemli idi, bugün de çok önemli… Devlet bütçesi ise kamu ve özel sektörü kapsayan genel ekonomi için vazgeçilmez bir unsur. Ne kadar gerçekçi, sağlam ve vizyoner bir bütçe ortaya koyarsanız ülke ekonomisine o denli fazla katkı sağlarsınız. Ekonomik kalkınma, toplumsal işbirliği, uzlaşı ve birlikteliğin temeline oturur. Çağımız bilgi ve sayısal teknoloji çağı. Yapay Zeka artık her alanda kendini biraz daha fazla gösteriyor. Dijitalleşmeyi başaran Devletler kamudaki verimsizlik ve hantallık sorunlarını hızla geride bırakıyor.

Benim görüşüme göre bizim de artık e-devlet olayında çağdaş, ileri bir noktaya gelmek için gereken çabayı göstermemizin zamanı gelmiştir hatta geçmektedir.

Dünya önemli bir dönemden geçmektedir. Avrupa’da savaş vardır. Bizim de içinde bulunduğumuz Doğu Akdeniz, Ortadoğu sıcak savaşın yaşandığı, dünyanın en kritik noktalarından biri durumundadır.

Enerji ve enerji az güvenliği, dünya ticaretinden pay kapma yarışı, ekonomiler büyürken yaşanmakta olan yüksek enflasyon nerdeyse tüm ülkeleri meşgul ediyor.

Anavatan Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyon süreci düşme eğilimine girmişse de, Türkiye Merkez Bankası yetkililerinin de ifade ettiği üzere bu düşüş henüz istenen hızda değildir.

Faizler halen oldukça yüksektir. Döviz fiyatları yüksektir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi de hem Türk parası kullanması nedeniyle hem de kendi özel koşullarından dolayı yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek döviz fiyatlarının etkisindedir.

Bu koşullarda bütçe yapmak ve uygulamak oldukça zor ama bunu mümkün olduğunca başarmak sürecin en az sıkıntı ile atlatılması bakımından büyük önem taşımaktadır.

Hükümet kanadı belli ki çalışanların alım gücünün olumsuz yönde etkilenmemesi için maaş ve ücretlerle ilgili bir politika ortaya koyma durumunda kalmıştır ancak gelirlerin yetersizliği karşısında bütçe açığımız büyümüştür.

Bu koşullarda, 2025 yılının da ekonomik zorlukların devam edeceği bir yıl olacağı gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekmektedir.

Ancak bu yapılırken halkımızın fakirleşmemesinin, sosyal devlet anlayışına, sağlık, eğitim gibi alanlarda gerekenlerin mutlaka yapılmasına özel bir önem verilmelidir kanaatindeyim.

Bu nedenle, devletin bir taraftan gelir kaynaklarını artırmaya çalışırken, diğer taraftan tasarruf önlemleri alması yani aynı işleri daha az kaynakla gerçekleştirmesi büyük önem taşımaktadır.

Mali disiplin ve bütçe disiplini, uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik için vazgeçilmezdir.

Borçlanarak veya kamu kuruluşlarının zararlarını büyüterek bütçeyi yönetmek uzun vadede ekonomik istikrarı tehdit eder.

Memnuniyetle izlemekteyiz ki Anavatan Türkiye ile işbirliği içinde elektrik enerjisi, sağlık, tarım, deniz, hava ve kara ulaşımı, sanayi turizm için bazı çalışmalar yapılmaktadır.

Kanaatimce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin kalkınmasının hızlanması için bazı büyük ölçekli projelere olan ihtiyaç her geçen gün biraz daha belirginleşmektedir.

Bunun için de girişimcilerimizin, özel sektörümüzün önü açılmalı, dış yatırımcıların ülkemize gelişi sağlanmalı, tüm dünya bunun için uğraşırken bizler ülkemize yatırım yapılmasını engelleyici bir tavır içine girmemeliyiz.

Tabii ki devlet maliyesinin güçlenmesinin en önemli faktörlerinden biri, kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınmasıdır.

Karakaya: Asla unutmayacağız, mücadeleden dönmeyeceğiz Karakaya: Asla unutmayacağız, mücadeleden dönmeyeceğiz

Kayıt dışı ekonomi ülkemizin maliyesinin gelirlerini ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir.

Vatandaş her gün kendi arasında bunu konuşmakta bu soruna çare bulunmasını talep etmektedir.

Bu nedenle, devletimizin hızla dijitalleşmeye gitmesinde, her şeyin şeffaf görülmesinde, tüm verilere hızla ulaşılmasında büyük fayda vardır.

Artık, taşınmaz mal alım-satımlarını, kiralanmasını, araç alım- satımlarını, her türlü malın ülkemizdeki üretimini ve/veya ithalatı ile satışını her an izleyebilmeli, gerekli verilere anında ulaşabilmeliyiz.

Bunun için de Devlet İstatistik Kurumu ile ilgili Bakanlıklara büyük iş düşmektedir. Ayrıca ülkemizin bir nüfus ve iş gücü planlamasına ihtiyaç duyduğu da aşikardır.”

-Planlı kalkınma esastır

Resmiye Eroğlu Canaltay, planlı kalkınmanın esas olduğuna da vurgu yaparak, bir an önce “Orta Vadeli Kalınma Planı”nı ortaya koyabilmeleri gerektiğini söyledi.

Anavatan Türkiye ile Mali ve Ekonomik İşbirliği Protokolleri imzalanmasının daha yararlı olacağına da vurgu yapan Canaltay, şöyle devam etti:

“Bir an önce Devlet kurumlarını etkin ve verimli hale getirmemiz de artık kaçınılmaz olmuştur.

Kamuda sürekli değişen müdürler ve müsteşarlar, yetişmiş personel eksikliği Devletimize zarar vermektedir. Kurumsal yapıyı zayıflatmaktadır. Bu durum, devletin hizmet kalitesini düşürmekte ve ekonominin istenilen şekilde iyileşmesini engellemektedir.”

Canaltay, “Hep birlikte bu gemideyiz. Bu geminin yüzmesi hepimiz için şarttır” diyerek, görüş farklılıklarının mutlaka olacağını ve bunun bir zenginlik olduğunu ifade etti ve “artık belirli hedeflerde birleşebilmeliyiz” şeklinde konuştu.

Ekonomik kalkınmayı sağlamak için toplumsal birlik ve beraberlik içinde, doğru mali politikalar ve yapısal reformlarla ilerlenmesi gerektiğini ifade eden Canaltay, “Aksi takdirde az önce ifade ettiğim yapılması gerekenleri yapamayacak ve hangimiz isterse hükümette olalım Halkımıza beklenen hizmetleri doğru dürüst veremeyecek, istenen kalkınmayı sağlayamayacağız. Zaman birlik-beraberlik zamanıdır. Zaman karşılıklı sevgi, saygı anlayış içinde, diyalog kurarak Halkımıza hizmet zamanıdır” dedi.

Canaltay, bütçe üzerine ise şunları dile getirdi:

“2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı toplamı 136 Milyar 280 Milyondur. Personel Giderleri 37 Milyar 776 Milyon 927 Bin, Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Primi Giderleri, 2 Milyar 605 Milyon 786 Bin, Mal ve Hizmet Alım Giderleri 16 Milyar 532 Milyon 718 Bin, Faiz Giderleri 1 Milyar, Cari Transferler 59 Milyar 840 Milyon 909 Bin, Sermaye Giderleri 12 Milyar 523 Milyon 660 Bin ve Yedek Ödenekler 6 Milyar Türk Lirası olarak bağlanmıştır.

2025 yılı Bütçesinin öngörülen bir bütçe açığı vardır. Öngörülen bütçe açıkları her devlet için büyüme, istihdam ve refah açısından son derece ciddi bir risktir.  Maliye yönetiminin mali yıl dahilinde bu sorunu çözme hedefiyle hareket edeceğine inanıyorum. Ülkemizin buna ilişkin bir eylem planı hazırlayıp kamuoyu ile paylaşması ve bunu kararlıkla uygulamaya geçmesinde büyük bir önem olduğu kanaatindeyim.”

Resmiye Eroğlu Canaltay, 2025 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısını en iyi şekilde görüşüp Genel Kurula sunulması noktasına geleceklerine olan inancına da vurgu yaparak, katkı koyanlara teşekkür etti.