Büyükelçi Akça yanılıyor mu?

Hepimizin bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti yaşayabilmemiz için KKTC bütçesine direk katkı sağlamaktadır.

Özellikle son 20 yıla baktığımızda ise karşımıza utanç verici bir tablo çıkmaktadır. Türkiye’nin kendi vatandaşından topladığı vergilerden çıkarıp bize gönderdiği parayı baştaki hükümetler genelde seçim yatırımları için kullanmıştır. Bunu da gereksiz isdihtamlar yaparak sağlamışlardır. Hele bu isdihdamların bir çoğu niteliksiz kişilerden oluşunca bürokrasimize de müthiş bir darbe vuruldu. Tabi ki bakanlık yapan herkes böyle yaptı gibi bir genelleme doğru olmaz ancak işaret ettiğim dönemi bir incelerseniz bunun ne kadar doğru olduğunda benimle hemfikir olacağınızdan eminim.

Bu çılgın parti yıllarca devam etti ve ayni kişiler tekrar tekrar bu formülle seçilip en yüksek mevkilere kadar çıktılar. İşleyen bir çarkı bozacak değiller ya, aynı haman aynı tas çılgın partiye devam. Türkiye göndersin onlar da kendi yandaşlarının en uzak akrabalarını da işe alsınlar, sonra da tüm KKTC vatandaşları “ne olacak memleketin hali?” diye ağlasın...

Yıl 2012, ve bu çılgın parti artık bitti!  İşe alacak yandaşların ardı arkası kesilmiyor ama onları ödeyecek para artık Maliye’nin kasalarında yok. Bunun suçlusu da hem gereksiz isdihdamları yapan ve ülkenin gelişmesi için gereken yatırımların önünü kesen siyasetçiler hem de onlara yalakalık yapmak suretiyle kendi akrabalarını haklı-haksız farkı gözetmeksizin “birceez içciğe” girmesini “halleden” vatandaşlardır.

Ülkeye döndüğüm günden beri bunu gözlemlemekten bıktım ama bir türlü bitmek bilmiyor. İnanılmaz bir şey bile olsa da bugün kurultaya yaklaşan iktidar partisi UBP isdihdamlara devem etmektedir. Daha geçtiğimiz hafta içerisinde bir bakan kendi bölgesinde ondan habersiz isdihdam yapıldığından şikayet etti. Yanlış anlamayın, isdihdamlardan değil, bunun kendi bilgisi dışında yapıldığından şikayet etti. Bu mentalite ile bakanlık yönetilecekse, kusura bakmayın ama bu ülkenin geleceği de çok parlak olamaz. Bahsettiğim “çılgın partinin” artık bittiğini ve böyle gelmesine rağmen artık böyle gitmeyeceğini birilerinin önce bakanlarımıza, sonra da halkımıza anlatması gerekmektedir.

Sayın Büyükleçi Halil İbrahim Akça bu göreve geldikten sonra defalarca uyarmış ve KKTC’deki olumsuz mali tabloya dikkatimizi çekmiştir. Her defasında “iç işlerimize ne hakla karışıyorsun?” korosuyla karşılaşmış hatta bazı kendini bilmezlerin hakaretine de maruz kalmıştır. Bilmeyenler için yazmak istiyorum, Sayın Akça Türkiye hariciyesinden yetişme kariyer diplomatı değildir. Kendisi TC Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Türkiye Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği  yapmış bu konularda çok seçkin birisidir. Kimse gücenmesin ama KKTC’nin ekonomik durumuna baktığımıda da  aslında çok ihtiyacımız olan birikimleri olan birisidir. Görevi TC Büyüklelçisi olduğu için tabi ki içişlerimize karışmaz ancak TC Yardım Heyeti’nin hazırladığı Türkiye’nin 2011 yılında KKTC’ye yaptığı yardımlara ilişkin raporu değerlendirirken dikkatimizi çektiği birkaç noktayı sütunuma taşımak istiyorum. Okuyup Sayın Akça’nın haklı mı haksız mı olduğuna sizler karar verin:

1. Sosyal Sigorta emeklileri ile memur emeklileri arasında olan maaş uçurumu sorunlardan biridir.

2. Maliyetleri artırarak pahalılığa neden olan kamu tarafından sağlanan girdi maliyetleri gereksizce yüksektir.

3. Elektrik ve ulaştırma maliyetleri yönetişim kaynaklı olarak yüksektir

4. Orta dönemde ekonominin gelişmesine aşağıdaki büyük engeller var:

a. Kamu harcamaları

b. Özel sektor faliyetleri üzerinde denetim eksikliği

c. Birlikler üzerinden kurulan sektörel korumacılık

Şimdi size soruyorum. Sayın Akça’nın dikkatimize getirdiği hangi nokta yanlıştır? Bu gerçekleri duymak istemeyenler olabilir ancak bu gerçeklerin ortadan kalkmasını sağlamaz. Devekuşu gibi kafamızı kuma gömerek bu çıkmazı aşamayız.

KKTC Halkı olarak bir an önce aklımızı başımıza alıp “doğruyu yapmalıyız”. Artık ekmek elden su gölden, “nasıl olsa parayı çar çur etsek bile Anavatan yine sorgusuz sualsiz tekrar verecek” iktidarları bitmek zorundadır. Bu ülkenin üretime dönük  yatırıma ihtiyacı vardır. Yatırımları anlayıp onlara yardımcı olacak vizyon sahibi siyasetçilere ihtiyaç vardır. Üretmeyen halklar hiç bir zaman kalkınamazlar. Bunu da bilmek için ekonomist olmaya gerek yoktur.

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }