Kıbrıs Türk basınına bir göz atarsanız “hemen şimdi anlaşma” sloganıyla giden yazarlar Rumlar hiç bir anlaşmaya yanaşmamalarına rağmen Cumhurhaşkanı’na “sakın masadan kalkma” telkini yapıyorlar. Bu arada Cumhurbaşkanı’nın Özel Temsilcisi Kudret Özersay’ın önceki akşam BRT ekranlarından söylediklerinden dolayı Sayın Özersay da istenmeyen adam olarak ilan edildi.
Hatta internet sitelerine girerseniz Kudret Özersay kendi düşüncelerini dillendirdiği için hakaretlere de uğruyor. Ülkemizde Rumlara karşı veya şu meşhur “uluslararası toplum”a karşı söz söylemek ne haddimize. Düşünce özgürlüğü o noktada durur. Peki Sayın Özersay ne dedi de böyle hakaretlere maruz kaldı?
Özetlersek, şu ana kadar görüşmelerin sadece Türk tarafının açılımları ile ayakta kaldığını ancak artık topun Birleşmiş Milletler’de olduğunu ve de “uluslararası toplum”un Kıbrıs Türklerine haksız bir yaklaşım içinde olduğunu söyledi. Buraya kadar söylenenlerin tamamen gerçekleri yansıttığını o hakaret edenler de biliyor aslında ama bir yerlerden aldıkları emri yerine getirmeleri gerektiğinden saldırıyorlar.
Özersay devamla sonuçsuz müzakereye devamın zaten aleyhimize işleyen statükoyu besleyeceğini ve masada olduğumuz sürece “uluslararası toplum”un bizi devamlı “zaten müzakereler devam ediyor, biraz sabredin” diyerek oyaladığını belirtti.
Bu da %100 doğru bir gözlem. Ancak bunu söyleme cesaretini göstermesi bile “hemen şimdi anlaşma”cıları harekete geçirmeye yetti. Bu çevrelere göre kişinin kendi düşünceleri Rum’la birleşmeye karşı bir görüşse ifade edilmemelidir. Düşünce özgürlüğü sadece tek taraflı işlemeli...
Bu arada Rum tarafında 1 Nisan EOKA’nın kuruluş “bayramı” kutlandı. DİSİ yayınladığı mesajda siyasi güçleri, “istilanın oldubittilerinin” alaşağı edilene ve arzulanan çözüme ulaşana kadar mücadeleye devam etmeye çağırdı. DİSİ, EOKA mücadelecilerine minnettarlığını da dile getirdi. EOKA’nın istediği çözümün yok edilmiş Kıbrıs Türklerinin arkasından yapılanacak Yunanistan’la birleşmiş bir Helen Kıbrıs olduğunu bilmeyen yok. DİSİ ve taraftarları demek ki hala daha bu ülküyle yatıp kalkıyorlar.
DİKO, kararlı bir şekilde “Türk kışkırtmalarıyla” mücadele etmeleri gerektiğini ifade etti. EDEK ise Rum tarafının müzakereler masasındaki kabul edilmez tavizlerini hemen geri çekmesinin zorunlu olduğunu savundu (itiraf etmeliyim ki bu son cümleyi yazarken bir kahkaha atmaktan kendimi alamadım-SK).
Peki eski Komonist yeni AB’ci Hristofyas EOKA’nın kuruluş bayramı dolayısı ile ne demiş? O da “EOKA’nın verdiği mücadelenin başarılı olması için birliğin gerektiğini, 1 Nisan ve 25 Mart milli bayramlarının mesajının birliğin önemli olduğu mesajıdır” dedi. Tabi hiç Hristofyas ağzını açar da Kıbrıs Türklerini hiçe sayarak Türkiye’ye saldırmaz mı? Bir de “Türkiye’nin Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla yapılan çalışmalarda kibirli ve olumsuz olduğunu ve BM’nin olumsuz tavrını değiştirmek için gerekli baskıyı kullanması gerektiğini” söylemiş.
Bu arada unutmadan belirteyim. Rum tarafında yayınlanan Filelefteros gazetesinin haberine göre Cyprus Airways’e alınacak iki yeni uçağın adları halk arasında yapılan yarışmayla seçilmiş. Sizce Run halkı hangi isimleri seçmiş?
A) Barış
B) Bütün halklar kardeştir
C) Federal Kıbrıs Cumhuriyeti
D) “Morfou” ve “Apostolos Andreas”
A, B ve C seçeneklerini işaretlediyseniz Rum halkını tanıma dersinde sınıfta kaldınız. Halk arasında yapılan yarışma sonucu seçilen isimler “Morfou” ve “Apostolos Andreas”.
Barış söylemleri her zaman kulağa güzel gelir ve hepimiz gerçek barış isteriz ancak Rum halkının bizimle barış diye bir şey istemediğini ne zaman anlayacağız?