Güney Kıbrıs’ın, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı öncesinde çok şey söylendi...
Tüm ilişkilerin dondurulacağı...
Müzakerelerin sona ereceği...
Hatta Kıbrıs konusunda ‘B Planı’nın yürürlüğe konacağı söylenmişti...
Avrupa Birliği; Türk tarafından gelen ‘tehdit içerikli’ mesajları dikkate almadı ve sırası geldiği için dönem başkanlığını Rumlara devretti...
Biz ne yaptık?..
Bir hafta öncesinde Brüksel’e iki uçak dolusu insan gönderdik...
Parlamento önünde kefenli eylem yaptık...
Adanın öteki yarısının dışlandığına ilişkin mesajlarla dikkat çekmeye çalıştık...
Sonunda ne oldu?..
Hiçbir şey...
Bazı kesimler ‘sesimizi duyurmanın’ ve Kıbrıs’ta iki ayrı toplumun yaşadığını vurgulamanın önemli olduğunu söyleyebilirler...
Ne var ki; dünyada artık bu gerçeği bilmeyen kalmadı...
Önemli olan ‘ayrılığı duyurmak’ değil, Kıbrıs’ın kuzeyinden güzel mesajlar verebilmektir...
Dünyanın görmek istediği, etkilenebileceği mesajlar!..
Güzel mesajlar verebiliyor muyuz?..
Kesinlikle hayır!..
Özellikle kuzeyden mülk alan çok sayıda İngilizi kazıkladığımız için buradan sürekli kötüleme mesajları gidiyor...
Bundan dört yıl öncesine kadar KKTC’nin propagandasını yapan ve Kıbrıslı Türklerden övgüyle söz eden insanlar; büyük bir kazıklama harekatından sonra tam tersini yapmaya başladılar...
Brüksel sokaklarında yüz kadar kişinin karşısına kefenlerle çıkmak mı etkileyicidir?..
Yoksa on binlerce insana elektronik posta, gazete ve televizyon haberleriyle ulaşmak mı?..
Kuzey Kıbrıs’tan mülk alarak kazıklanan insanlar Allahın her günü binlerce kişiye mail atarak, buradaki adaletsizliklere dikkat çekiyor ve bizleri kötülüyorlar...
İngiltere televizyonlarında, KKTC’yi yerden yere vuran yayınlar yapıldı...
Geçmişte KKTC’den övgüyle söz eden İngiliz gazeteleri de yayın politikalarında değişiklik yaptı...
Bunun adına ne derler bilir misiniz?..
Altın yumurtlayan tavuğu kesmek, yok etmek!..
Yılda bin İngilize ortalama 200 bin Sterlin’den ev satışları devam etseydi, KKTC piyasasında 200 milyon Sterlin dolaşmış olacaktı...
Geçmişte bunun faydalarını görmüş, fert başına düşen milli geliri ikiye katlamıştık...
Sonunda bir ülkenin menfaatleri, üç-beş vurguncuya teslim edildi...
Ve filmin sonuna gelindi...
Bu saatten sonra yapılması gereken tek iş kaldı:
Ülkeyi temizlemek!..
Önce temizlik, sonra tanıtma!..