Merkezi Avusturya’nın başkenti Viyana’da bulunan UNODC, "2023 Küresel Cinayet Çalışması" raporunu kamuoyuyla paylaştı.

10 yıl önce kaybolan 'sır uçak' yeniden aranacak: Gizem çözülebilecek mi? 10 yıl önce kaybolan 'sır uçak' yeniden aranacak: Gizem çözülebilecek mi?

2021'deki cinayetlerin konu edildiği raporda, cinayet nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin sayısının silahlı çatışma ve terör nedeniyle ölenlerin toplamından daha yüksek olduğuna işaret edildi.

Raporda, 2021'de dünya genelinde çeşitli nedenlerle saatte 52 kişinin cinayet sonucu öldüğü aktarıldı.

458 bin kişi cinayetler nedeniyle öldü

2019-2020 yıllarında dünya çapında 440 bin kişinin cinayet sonucu yaşamını yitirdiği, bu verinin silahlı çatışma ya da terör yüzünden ölenlerden daha yüksek olduğu belirtilen çalışmada, 2021’de ise bu sayının 458 bine ulaştığı vurgulandı.

Raporda, Kovid-19 dolayısıyla artan organize suç olaylarının da bu sayının yükselmesine neden olmuş olabileceği anlatıldı.

Dünya genelinde 2021-2022 yıllarında silahlı çatışmalarda ölenlerin sayısında ciddi artış yaşandığı ancak cinayetten yaşamını yitirenlerin bunun iki katından fazla olduğu kaydedildi.

Organize suç örgütlerinin payı yüzde 22

Raporda, kasıtlı adam öldürmelerin yüzde 22’sine organize suç oluşumlarının yol açtığı, ABD’de bu oranın yüzde 50 seviyesinde olduğu, bu ülkede kullanılan cinayet aletlerinin yüzde 75’ini ateşli silahların oluşturduğu ifade edildi.

Dünya genelinde tüm cinayet kurbanlarının yüzde 81'ini ve zanlıların da yüzde 90’ını erkeklerin oluşturduğuna işaret edilen çalışmada, her ne kadar toplam cinayet kurbanlarının yüzde 19'unu kadınlar oluştursa da aile içi cinayetlerin yüzde 54’ünde, eş cinayetlerinin ise yüzde 66’sında kurbanın kadın olduğu belirtildi.

Çocuklar kurbanların yüzde 15'ini oluşturuyor

Çalışmada, 2021’de küresel cinayet kurbanlarının yüzde 15’ini çocukların oluşturduğu, bunun 71 bin 600 çocuk anlamına geldiği vurgulandı.

UNODC Başkanı Ghada Fathi Waly, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Her yıl binlerce insanın cinayete kurban gittiğine tanık oluyoruz. Bu da BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden 2030 yılına kadar şiddetin her türünü önemli ölçüde azaltma vaadini yerine getirmedeki kolektif başarısızlığımızın üzücü bir hatırlatıcısıdır." ifadesini kullandı.