Duruşmada dinlenen İpekçioğlu, depremi öğrenince hemen eşi ve kızına ulaşmaya çalıştığını söyledi.

Devletin sağladığı imkanlarla Adıyaman’a gittiklerini söyleyen İpekçioğlu, enkaza ulaştıklarında çocukları aramaya başladıklarını anlattı.

Çocukların oradan çıkmış olmasını dilediklerini aktaran İpekçioğlu, hava aydınlanmaya başladığında olayın vahametinin ortaya çıkmaya başladığını söyledi.

“Otel bir kum yığınıydı, değil yaşam üçgeni elimizi sokacak bir boşluk yoktu.” İfadelerini kullanan İpekçioğlu, “Adaleti aramak gibi bir durumunuz olmaması lazım. Adaletin yerini bulması için değil, adalete şahitlik etmek için buradayız.” dedi.

İpekçioğlu, “Hapse girmekten korkuyorlar, ben ömür boyu hapse gitmeye razıyım yeter ki kızım geri gelsin. Ben bir kızımı kaybettim, onlar 62 kişiyi öldürdüler. Adıyaman’da tek can kaybı olan otel İsias’tır. Bunun da tek sorumlusu bu insanlardır.” ifadelerini kullandı.

Depremden sağ çıkan Pervin Aksoy İpekçioğlu da sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.

Kozada ve Keçada üreticileri GİKA-KOOP’a üye oldu Kozada ve Keçada üreticileri GİKA-KOOP’a üye oldu

Otelin sahibi olan Bozkurt ailesine seslenen Pervin İpekçioğlu, “Ahlaksızsınız, vicdansızsınız, 72 kişinin katilisiniz. Bu kadar insanın önünde doğru düzgün durun.” ifadelerini kullandı.

Kızıyla birlikte Adıyaman’a geldiğini anlatan Pervin İpekçioğlu, kızını İsias denilen toplu mezara gömdüğünü söyleyerek, “Kızımı en son 10.00 gibi gördüm. Enkazdan çıktım, canımı orada bıraktım. Kalbimi oraya göndüm.” dedi.

Gece saat 12.00’ye doğru uyuduğunu, çok şiddetli bir sarsıntıyla uyandığını anlatan Pervin İpekçioğlu, uyandığında Serin diye bağırmaya başladığını, başına tavan düştüğünü ve yerin ayrıldığını gördüğünü söyledi.

Pervin İpekçioğlu, deprem devam ederken otelin enkaza gömülmeye devam ettiğini kaydetti.

Enkazdan nasıl çıktığını anlatan Pervin İpekçioğlu, Otel’de kalan diğer öğrencilerin babaları olan Murat ve Recep’le karşılaştığını ve enkazdan onların yardımıyla çıktığını anlattı.

Kimsenin yardıma gelmediğini söyleyen Pervin İpekçioğlu, “İnerken yere basmaya korktum, altta insan olabilir ezmeyim diye. Çıktığımda yıkıldım. Yarım saat enkazın üzerinde yattım. Hiç kimseden ses gelmedi. Belki canlı bir el tutarım diye saatlerce uğraştım. Hani iddia ediyordunuz ya çekiçleme var diye İsias yan tarafa değil, öne doğru düştü. Ben yan tarafta saatlerce bekledim.” ifadelerini kullandı.

Yaralı olduğunu ama ambulansın kendisini almadığını belirten Pervin İpekçioğlu, kimsenin kendilerine yardım etmediğini, her tarafın cesetle dolu olduğunu ve her yerde kan olduğunu belirtti.

Perdeleri ve battaniyeleri açmaya başladığını ve çocukları aradığını söyleyen Pervin İpekçioğlu, “Polise gittik, yardımcı olmadılar.” dedi.

Kendilerini yabancı birinin otele ve enkaz alanına götürdüğünü aktaran Pervin İpekçioğlu, “Bozkurt diyor ya ben ordaydım diye, ben ordaydım sen neredeydin?” dedi.

“Kıbrıs’tan ekip gelene kadar oradaydık.” İfadelerini kullanan Pervin İpekçioğlu, çocukların çıktığı yönünde yalan haberler aldıklarını anlattı ve sabaha kadar çocuklarını aradıklarını ama enkaz altına ulaşmanın insan eliyle yapılabilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

5 gün boyunca çocuğunun canlı çıkacağını düşündüğünü dile getiren Pervin İpekçioğlu, daha sonra kızının elini gördüğünü söyledi.

Pervin İpekçioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“Gidemedim çocuğumu göremedim, eşim gitti. Diğer kızıma ablan öldü diyemedim. Biz önde çocuklar arkada tabutlarla Kıbrıs’a gittik, ertesi gün defnettik. Ben her gün mezara gidip kızımın saçını okşar gibi toprağını okşuyorum. Dünkü yalanlardan sonra en ağır cezaları almalarını istiyorum.”

Serin İpekçioğlu’nun teyzesi Emine Aksoy Altınçay da, deprem günü depremi hissettiklerini belirterek, haberlerde televizyonda Adıyaman’la ilgili hiç bir şey bulamadıklarını söyledi.

Altınçay, eniştesi Sertaç İpekçioğlu’na ulaştığını, otelin yıkıldığını öğrendiğini söyledi.

“Nasıl ki kardeşim ve eniştem enkazın başında beklediyse ben de sonraki bir hafta televizyonun başında bekledim, çocuklar güçlüdür çıkacaklar diye düşündüm.” İfadelerini kullanan Emine Aksoy Altınçay, “Ahmet Bozkurt dedi ya otelimi usulüne uygun yaptım, kız kardeşimi yıkarken başında bir şeyler vardı, onlar otelin kumlarıydı. Bizim sesimizi duyun. En ağır cezayı verin onlara.” dedi.

Sertaç İpekçioğlu da, bu saatten sonra aslında hiç bir adaletin çocuklarını geri getirmeyeceğini kaydetti.

Bu davanın bundan sonraki davalara örnek teşkil etmesini istediğini belirten İpekçioğlu, verilecek cezanın emsal teşkil etmesini ve kimsenin bu tür binalar yapmaya cesaret edememesini istediklerini vurguladı.

“Bizim çocuklarımız öldü, geride kalanlardan için adaletin tecelli etmesini istiyoruz.” diyen İpekçioğlu, Serin’in çok iyi bir sporcu olduğunu ve onunla ilgili çok büyük hayalleri olduğunu söyleyerek, Serin’in her şeyiyle örnek bir çocuk olduğunun anlattı.