Başörtüsü, Atatürk, Özgürlük Ve Laiklik…

Bahar Sancar'ın köşe yazısı...

Başörtüsü, Atatürk, Özgürlük Ve Laiklik…

Bu yazıya başlarken öncelikle sizlerin de kitaplarda ve İnternet ortamında “Bağımsız” kaynaklardan yapabileceğiniz aramaların sonucunu aktarmak istiyorum…
Kaynak: Wikipedia
“Atatürk başörtüsünü (Türkiye'de başörtüsü olarak adlandırılan baskın başörtüsü biçimi ) hiçbir zaman yasaklamadı, ancak kullanımını da teşvik etmedi. Başörtüsü, 1980 darbesinden sonra çıkarılan 'kamu giyimi yönetmeliği' nedeniyle kamu kurumlarında yasaklandı ve 1997 askeri muhtırasından sonra radikal bir şekilde uygulanmaya başlandı”
Tırnak içindeki bilgiye arama motorlarından ulaşabilirsiniz…

Son haftaların KKTC’de gündemden düşmeyen maddesi Başörtüsü oldu ne yazık ki…
Tabi biz sevgili Çiğdem Aydın’la beraber bu konuyu yaklaşık bir buçuk sene önce gündeme taşımış ve kişilerin bireysel özgürlükleri ile birlikte din ve vicdan özgürlüklerinin de gözetilmesini savunmuştuk…
Tabi mahkemelik olduk…
Devam eden bir yargı süreci olduğundan dolayı o konuyla ilgili tüm düşüncelerimi günü geldiğinde mahkemede söyleyeceğim…
...
Ancak şunu belirtmek istiyorum: Özgürlükler “Bir kesimin” değil “Her kesimin” hakkıdır…
Birinin özgürlüğünün başladığı yerde bir başkasının özgürlüğü kısıtlanıyorsa orada özgürlükten ve toplumsal adaletten de bahsetmek imkânsızdır…

Yıl 1980… Kenan Evren Darbesi ile Türkiye çok ciddi baskılar altında kaldı... 
Kenan Evren yönetimi “Kamu Giyimi Yönetmeliği” ile başörtüsünü yasakladı…

Laiklik “Din ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır” en basit tanımı budur…
Laiklik din düşmanlığı değildir…
Tam tersine laiklik herkesin din ve vicdan özgürlüğüne saygı duymaktır. Herkesin inancını yaşayabilmesi için uygun koşulları oluşturmaktır…
Laiklik başı örtülü diye insanları dışlamak değildir…
Bugün dünyanın en önde gelen kuruluşlarına, üniversitelerine ve işletmelerine baktığınız zaman başörtülü yüzlerce kadın dünya çapında başarılara imza atıyor…
Hem de hepsi Türk…
Bizim bununla övünmemiz ve bu insanları desteklememiz gerekirken, 1980 zihniyeti ile başörtüsüne karşı bir provokasyon körükleniyor…
Bu kavganın kazananı olmaz…
Tam tersine herkes kaybeder…

Ya bugün o çocukların değil de sizlerin özgürlükleri kısıtlansaydı?
Ya bugün size “hayır bu şekilde bu kıyafetle buraya giremezsin” denseydi?

Son sözlerimi Mustafa Kemal Atatürk’ün Medeni Bilgiler kitabından bir alıntı ile noktalamak istiyorum:
“Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes Allah'a istediği gibi ibadet eder. Hiç kimseye dinî fikirlerinden dolayı bir şey yapılmaz. Türkiye'de, bir kimsenin fikirlerini zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilmez”