Arıklı'nın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:

Dün Mecliste yaşananlar toplumu feci şekilde gerdi. Durumdan ne iktidarın ne de Muhalefetin memnun olmadığı gibi, bu saatten sonra her iki tarafın da geri adım atmasının mümkün olmadığı ayrı bir gerçek.

Muhalefet kendine göre haklı olabilir. Ama hukuku savunmanın yolu şiddet olmadığı gibi, koltuk kapma oyunu da değildir. Meclisi çalıştırmamak bu topluma yapılan en büyük ihanettir.

Zorla kapıyı kırdı, içeri girdi, kendisini uyaran kız arkadaşını darp etti! Zorla kapıyı kırdı, içeri girdi, kendisini uyaran kız arkadaşını darp etti!

CTP’Ye önerilerim şunlardır;

-Erken seçim mi istiyorsunuz? Gelin birlikte Milletvekilliğinden istifa edelim. Diğer Partileri seçime zorlayalım.

-Anayasa Mahkemesine birlikte baş vuralım. Tamam Anayasa Mahkemesi , “Meclis kararları Anayasa Mahkemesine götürülemez” diyerek bir karar verecektir. Ama belkide kararında meseleye ışık tutacak bir mesaj da verecektir bize. Niye hukuku zorlamıyorsunuz da şiddete baş vuruyorsunuz? Kaldıki Yüksek Mahkeme Başkanı bu konuda kendisine soru sorulduğunda;"Yorum yapmak istemiyorum. Konu önümüze gelebilir" diyerek size bir mesaj da verdi. Ama ısrarla bu yola baş vurmuyorsunuz. "Meclisteki 3 Hukukçunun görüşü yeterlidir" diyorsunuz. Karşı tarafta en az 50 hukukçunun görüşünün hiç mi önemi yok?

-Anladık. Meclis kararları Anayasa Mahkemesine götürülemez. Peki Başsavcılıktan niye görüş istemiyorsunuz? Fazilet Hanım pekala Meclis Başkan Yardımcısı olarak Başsavcılığa görüş sorabilir. Zorlu Töre’nin seçilip seçilmediği konusunda Başsavcılığa başvurmak tamamdı, ordan gelecek yoruma herkes saygılı olmak zorundaydı da, şimdi niye Başsavcılığa iki satır yazı yazmaktan imtina ediyorsunuz?

Buyurun, bu konularda atacağınız her adım da YDP olarak yanınızdayız. Ama şiddetten uzak durun. Çünkü şiddet şiddeti doğurur. Lütfen bunu yapmayınız.