Toplum olarak Şampiyon Meleklerimiz için adalet arayışındayız, her birimiz dün kalben o mahkeme salonunda yerimizi aldık.
Sadece Kıbrıs Türkleri değil, depremde hayatını kaybeden binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının da desteğiyle salondaydık… Ama ne acıdır ki duruşmanın ilk gününde utandık.. Evet, evet utandık; ama utancımızın nedeni İsias Otel’in sahibi Ahmet Bozkurt içindi…
“Pişman değilim” deyişiyle utandık ve yüzsüzce devam eden savunmasını sürdürürken…
· “İddiaların hiç birini kabul etmiyorum”
· “Bana iftira atıldı”
· “Hiç bilgi almadan kulaktan dolma haberlerle suçlamalarda bulunuldu”
· “11 ildeki depremin şiddetinin yüksek oluşundan dolayı binam yıkıldı”
· “Otelin enkazı hemen kaldırılarak deliller ortadan kaldırılmaya çalışıldı”
· “Enkazdan 3 gün boyunca ses geldi ama gerekli teçhizat yoktu bir şey yapılamadı.. Binada ölenler depremden değil, soğuktan donarak öldü”
Fiilen o salonda değildim ama eminim ki salondaki herkes demir çiğnedi, kendini zor tuttu…
Pis ellerinde Şampiyon Meleklerimizin kanı hâlâ sıcaklığını korurken, O’nun yalanlarla süslenmiş soğuk sesi yankılandı mahkeme salonunda!…
Utanmadan, yüzü hiç kızarmadan bir de “üzgünüm” dedi!..
Başta ailelerimiz olmak üzere her birimizin çelik gibi sinirlere sahip olmamız gereken bir süreci yaşıyoruz!
Çok ama çok zor bir süreç ama gerçekler de ortada… Dişimizi sıkacak ve Türk yargısının adaletine güveneceğiz..
Çünkü elimiz güçlü..
Deneyimli gazeteci dostum Levent Kutay Adıyaman’da.. Yine her zaman olduğu gibi farkını ortaya koydu ve kendisinin çekip paylaştığı İsias Otel’in yerinin bulunduğu fotoğraf düştü bir an telefonumun ekranına! Levent fotoğraftaki paylaşımında “İşte İsias’ta geriye kalan son görüntü bu… Etraftaki binalar ayakta… Savunma yaparken utanmak da lazım” diye yazmış ve taşı tam da gediğine oturtmuş her zamanki gibi!.
Ahmet Bozkurt denen adamın ifadeleri ile bu fotoğrafı ayni sütunda kullanıp O’nun adına ben bir kez daha utanıyorum.
Her şeyi kuralına göre yaptığını uzun uzun anlatıp “ben suçsuzum” diyen bu zat’ın kumdan kale gibi yıkılan otelinin yanındaki binalar dimdik ayakta! Aynı deprem şiddetine maruz kalmış çevredeki binalar ayakta kalabiliyorsa senin otelin nasıl oldu da bisküvi gibi tuzla buz oldu, ha?
Yalanın fotoğrafını çekmiş Sevgili Levent! Hem de çok net bir fotoğraf!..
Sadece bu fotoğraf bile hepimizin talebi olan 'bilinçli taksir' yerine 'olası kast' suçlamasıyla yargılamasına yetiyor olmalı..
Bunun çok zor olduğunu dün kaleme almış olsam bile umutluyum…
Neden umutluyum bilir misiniz; Ahmet Bozkurt’un uzaktan görüntülü bağlantı dahi olsa ailelerin gözünün içine baka baka yalanlarla dolu savunmasını dinleyen mahkeme heyetinin İsias Otel’in ve çevresindeki binaların şu anki durumunu da gördüklerinden eminim!
Mahkeme heyetindeki yargıçların da evlatları vardır, eminim… O hadsiz kendine güveniyle ‘evlatlarımızın depremden değil, soğuktan öldüğünü’ söyleyecek kadar kendini kaybetmiş bir utanmazı dinlerken ne düşünmüşlerdir acaba?
Özetle dün Ahmet Bozkurt savunmasıyla kendi kendini 'bilinçli taksir' yerine 'olası kast'tan yargılatmayı başaracaktır diye düşünüyorum..
Kalbimiz Adıyaman’da, gözümüz kulağımız mahkeme salonunda..