Tülücü, sigarayı bırakmanın zor ve ciddi bir iş olduğunu, ama asla imkansız olmadığını vurgulayarak, sigara ile mücadelede, zorluğu göze almak ve sağlık kuruluşlarından uygun desteği almak gerektiğine işaret etti.
Tülücü, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, tütün endüstrisinin, gençleri hedef aldığını, dolayısıyla genç neslin tütün ile mücadele bilincine hâkim bir şekilde yetiştirilmesinin, çok önemli olduğunu vurguladı.
ELEKTRONİK SİGARA VE DUMANSIZ TÜTÜN ÜRÜNLERİ, SİGARAYLA EŞ DEĞER TEHLİKEDE
Anaokullarından başlanarak; çocuk, genç ve yetişkin yaş gruplarına özgü eğitim programlarının uygulanması ve tütün ürünü kullanımına başlanmasının engellenmesinin hedeflenmesi gerektiğine dikkat çeken Tülücü, tütün endüstrisi tarafından ve sigarayı bıraktırma özelliğine sahip olduğu iddiasıyla sunulan elektronik sigara ve dumansız tütün ürünlerinin, sigarayla eş değer tehlikede olduğu ve masum olduğu iddialarının tamamen amaçlı ve yanıltıcı olduğunu kaydetti.
Son yıllarda artış gösteren Nargile kullanımının zararlarına da dikkat çeken Tülücü, “Bütün tütün ürünleri gibi zararlı olmakla kalmayıp ayrıca herkes, tüberküloz, Covid-19 gibi solunum yoluyla bulaşan hastalıkların bulaşması için de risk yaratmaktadır” dedi.
SİGARA, DÜNYADAKİ EN TEHLİKELİ EPİDEMİK SALGINLARIN BAŞINDA
“Dünyada her yıl milyonlarca insan sigaraya bağlı bir hastalıktan dolayı bağımlı oluyor, hastanede yatıyor veya yaşamını yitiriyor. Buna rağmen her yıl milyonlarca insan sigara kullanmaya devam ediyor ve kullanıcılar arasına yenileri ekleniyor” diyen Tülücü, bu nedenle sigaranın, dünyadaki en tehlikeli epidemik salgınların başında geldiğini kaydetti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), üyesi olan ülkelerde sigaraya karşı çok ciddi mücadele programları yürüttüğünü anlatan Tülücü, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Bunlardan biri, 1987 yılından bu yana uygulanan Dünya Tütünsüz Günü olup, her yıl 31 Mayıs’ta kutlanır. Bu günde, sigara kullanıcılarının 24 saat süreyle sigarayı bırakmaları teşvik edilmektedir. Böylece 1 gün de olsa, sigaranın zararlarından uzak kalınmasının önemine dikkat çekilerek, sigara bırakma farkındalığının gelişmesini sağlamak amaçlanmaktadır.
Sigara dumanının; direk kullanıcıda zarar yapmakla kalmayıp aynı zamanda pasif içici yani “ikinci el duman” ve son zamanlarda “üçüncü el duman” zararlarına da dikkat çekilmektedir. Sigara dumanından kişilerin elbisesine, cildine yapışan ve nefesinde olan zararlı maddelere düzenli temas ‘‘üçüncü el içicilik’’ olarak tanımlanmakta ve birinci derece aile yakınları özellikle bebekler bu zarardan en çok etkilenmektedir.”
Pandemi döneminde restoran, kafe gibi sosyalleşme alanlarında açık alanlarda tütünsüz alan ayrımı yapılmadığından ikinci el ve üçüncü el duman maruziyeti açısından artan bir risk oluştuğunu söyleyen Tülücü, “Bu nedenle dumansız hava sahalarının oluşturulması ihtiyacı görülmüştür. Sigara içilmeyen park, bahçe, restoran, kafe gibi alanların oluşturulması ve bunların yaygınlaştırılması önemli bir ihtiyaçtır. Sigara içilmeyen park ve bahçeler yaratılması günümüz belediyeciliğinde saygın ve özendirici bir davranış olacaktır” dedi.
Ülkemizde yürürlükte olan Tütün ve Tütün Ürünlerinin Zararlarından Korunma Yasasının uygulanmasında zafiyetler görüldüğünü belirterek, gerekli düzenlemelerin yapılıp yasanın tam anlamı ile hayata geçirilmesi için yetkililere çağrı yapan Tülücü, “Sigarayı bırakmak mümkün” dedi.